Uygarlıkla bilim örtüşmezse insanlık
alttan alttan yanıyor demektir…
Dumanın görünmüyor olması, yok
yere ümit basmasın gönüllere…
“Umut olmadan yaşam olmaz!” satanlar...
Zoraki
sevinçten daha iyisinin gerektiğini kafalarına sokmalı!
∘∘∘
İnsan zekâsının endamı böyle
istiyor; olmazsa giymiyor, bilelim!
Medeniyet dairesi ile bilim
dairesinin örtüştüğü yerdedir umut.
Kuru laftan iyisi buna işaret
etmek…
Becermek zorunda insanlık, umut
istiyorsa…
∘∘∘
İnsan iyi anlamak için ruhunu
doğadan ayırdı, 17.yy’da…[1]
Aydınlanmanın aklı, yapayalnız
kalmış bu ruhun dünyayı nasıl öğreneceğini araştırdı:
Dogmatik uykusundan uyandığını
sandı, ümitlendi…[2]
Aslında yaptığı, hayatın (gündelik
yaşam, toplum, ekonomi, politika) mantığının –tüme varım, kumar mantığı-
olduğunu keşfetmekti…[3]
∘∘∘
Hayatın mantığının yanlış
olduğunu anladı anlamasına Kant…
Ama yerine daha iyisini koyamadı…
Anlaması zordu, uyanık davrandı hayatı bilgi
alanının dışında tuttu.
Bugün Batı uygarlığının hayatı
dışarda bırakmasının kabataslak hikâyesidir bu!
Hayat hâlâ bildiği gibi aynı –yanlış-
akılla akıyor…
Daha iyisini bulamadık!
∘∘∘
Yapılan yanlıştı, ama işe yaradı;
Fen bilimleri ilerledi: fizik,
kimya, biyoloji…
Biyolojinin içinde insan bedeni
var; ancak insan hayatı yok!
Toplum bilimleri ise yerinde
sayıyor…
Bu nedenle ekonomileri büyüdükçe,
uluslar güçleniyor; ancak hayatlar daralıyor!
∘∘∘
(Konuyu sürdürmeye çalışacağım)
[1]
Descartes, Fransız filozof (ö. 1650)
[2]
Kant, Alman filozof (ö. 1804)
[3]
İskoç filozof David Hume’un (ö. 1776) iddiasını haklı buldu Kant.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder