Günümüzün insanı faydacıdır…
Fırsat
kollar; çıkar sağlamak peşindedir.
Kendine fayda sağlayan, toplumu
da yüceltir, diye düşünür.
Başka ilkelerle kafanı
karıştırmazsın, etik’e, felsefeye takılmazsın; işini –çıkarını- bilirsin…
Kanunlarla, ahlâkla sürtüşmezsin.
∘∘∘
Hesapcıdır…
Verimlilik bayrağını elinden düşürmez.
Hayat önce verimli olacak sonra
yaşanacaktır!
Merhamet ve dostluk duvarlarına
toslarsan verimlilikle...
“Kişisel alma lütfen, bu bir iş!”
deyip geçeceksin…
∘∘∘
Kesincidir…
Yani olgucudur –pozitivisttir…
Olgulara, fiziksel dünyaya
yaslanmayan şeylere güvenmez!
Fizik kesinliğinin hayatta
olmasını ister!
Elinde ne varsa ‘bilimsel’ der, kesin olduğunu düşünür.
Borsacılar, yatırım uzmanları, hayat
koçları, pazarlama uzmanları, insan kaynakları uzmanları, iletişim uzmanları…
Aslında bunlar istatistik satar!
İstatistik geçmişin verileridir, yardımcı bilgidir; ama asla geleceği belirlemez!
Kestirimleri güvenilir iddia, bilgidir!
∘∘∘
Kesincinin hayatında hayal
eksiktir; sezgilerini ciddiye almaz!
Onları gerçek dünyaya ait görmez.
Oysa hayatta fizik bilimselliği yoktur…
Okuduklarında kendini okursun…
Oyunlarında kendini oynarsın…
Enginlere bakakaldığında, yüksek
tepeleri seyrettiğinde kendine bakarsın…
Dinlediğin müzik, okuduğun şiir
hep kendine gittiği için gizemlidir, çoşku verir, yaşama tutunmanı sağlar…
Hepsinde sezginin kanatlarında
gezinirsin…
∘∘∘
Hayatın sağlaması olsaydı hesapçı
ve kesinci insan bir gün dayanamazdı.
Yaptıklarını geriye dönük
sınayamıyorsun.
20 yıl önce şunu değişik
yapsaydın neler olurdu, bilemezsin…
Yaptıkların kaderinmiş gibi
gelir; bu yanılsamadır…
Hangi hesap doğru, hangisi
yanlış?
Ne kesin, ne değil?
Uzmandan öğrenemezsin; uzman mühendislikte işe yarar.
Hayatın kendisinde bilimsel
güvenilirlik bulunmaz…
Doğruyu aramanın yükü omuzlarındadır!
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder