5 Şubat 2017 Pazar

Şiiri Kaçmış Zamanlar



Çoklarından düşüyor da bunca

Görmüyor gelip geçenler

Eğilip alıyorum

Solgun bir gül oluyor dokununca

Behçet Necatigil (ö. 1979)



Dili çarçur ettik gürültüye çevirdik…

Hem yazıda, hem konuşmada; hatta şiirde…

Az konuşmayı ve yazmayı her zaman bilgeliğe yakın buldum…
∘∘∘


Kabataş Lisesi'nde komşu sınıf “Behçet Necatigil” sınıfıydı…

Onu popüler yapan ilk şiirlerini yok saydı… inkâr etti Necatigil –Bak: “Gizli Sevda...”

Bu irilikte entelektüel birim pek alışılmış değildir!

Anlatı, hikâye etme, şiirlerini geride bırakmış, aşmıştı; eksiltilmişti şiir dilini... 

Ardından “Solgun Bir Gül Oluyor Dokununca”yı yazdı…
∘∘∘


Talât Halman (ö. 2014) onun için, keşke şiirleri en iyi çevirmelere çevirttirsek de, dünyayı ondan mahrum etmesek, derdi…

Bilmiyorum, Kabataş Lisesinde okumakla övünen kaç dostumuzun başucunda var şiirleri…

Şiir kaçtı gitti hayatımızdan, terketti bizi!

Dayanamadı!
∘∘∘


Biz de yaşamdan vazgeçtik!

Şiirsiz hayatı olabildiğince uzun yaşayalım derdindeyiz!

Hâlâ insanı anlamaya çalışacağımız tek kaynak şiir…

Hayat bilgisinin kaynağı…
∘∘∘


Alman filozof Heideger (ö. 1976), şiiri –sanatı-,  hayatın sırrını çözmenin tekniği olarak görür…

Ozan Hölderlin’in (ö. 1843) iki görüşüne gönderme yapar:  
Tehlikenin olduğu yerde, koruyucu güç de serpilip gelişir…” 

Ve de...

İnsan yeryüzünde şairane oturur…

Ardından fikrini söyler Heideger:

Tehlikeye ne kadar yaklaşırsak, koruyucu güce giden yollar o kadar parlak bir biçimde ışıldamaya başlar; biz de o kadar soruşturucu hale geliriz.

Çünkü soruşturma, düşüncenin dindarlığıdır.[1]

∘∘∘


Varlık’a –dünyaya- dil aracılığıyla açılırız; varlık da bize gizini dil aracılığıyla açar…

Dili gürültüye çevirirsen dünyanı karartırsın…

∘∘∘





[1] Heideger, Tekniğe İlişkin Soruşturma, çeviri: Doğan Özlem.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder