İnsan nasıl otantik, nasıl taklit
olur?
Çocuğun hayata uyum sağlamasının
doğru yöntemi yoktur…
Yalnızca taklit eder…
Hayata düşmüştür insan,
kaybolmuştur; ayakta kalmak için tek yolu başkalarına benzemektir.
∘∘∘
Taklit ederken anlamaya başlar…
Her anlama bir ruh hali yaratır;
Her hissetmenin bir anlaması
vardır…
Hayat, anlama ve hissetme arasındaki
bir karşılıklı etkileşim oyunundan başka nedir ki?
∘∘∘
İsterseniz deneyelim:
Şu anda hislerinizi dinleyin; “ne
saçmalıyor bu yazı…” diyorsanız sıkıntı basmak üzeredir, sonuna kadar okur
musunuz, bilemezsiniz…
Gereksiz bir belirsizliğe
düştüğünüzü düşünüyorsunuz…
Anladıklarınız –ya da anlamsız
bulduklarınız- içinizi istemediğiniz duygularla doldurmuştur…
Bu konuları veya bunları bu yazar
gibi yazanları sevmediğinizi anlarsınız…
Hem kendiniz hem dünya –yazar-, önünüzde açılmıştır…
∘∘∘
Yazıyı ilginç bulduysanız duygularınız
sevince dönerken anladıklarınız değişir…
Dünya ve kendiniz, size başka türlü açılmıştır…
∘∘∘
Anlama-hissetme gidiş-gelişleri
içinde ruh haritanız çıkar:
İç imkânlarınızı, size sevinç ve
kaygı veren bölgeleri öğrenirsiniz…
Anladıklarınızın büyük bölümünün
yanlış olması sonuca etki etmez…
Gidererek hatalar azalacaktır…
∘∘∘
Ne kadar kendi haritanda, sevinç
duyduğun bölgelerde gezinirsen o denli otantiksin –hakikisin, safsın…
Kendi imkânlarını üstlendikçe,
hayatının lokomotifini sevinç ateşlemeye başlar...
Gelecek kaygısı, ölüm düşüncesi yanına
uğramaz!
∘∘∘
Kendi imkânlarını bulamazsan
başkalarının dayattığı olanakları üstlenmek durumundasın…
Ne kadar böyle isen o denli
taklitsin!
Taklit insan, kendi yurdunda
göçmendir…
Göçmenlik ise insanın kendi
cenazesine katılması…
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder