İki dünyamız var.
Biri, gezegenimizde doğanın ve içindeki hayatın temelini oluşturan fiziksel dünya;
Kısaca “doğa” demek uygun düşebilir bu dünyaya…
Bu dünyada bilgi, “doğa”nın davranışlarını öngörmenin adıdır.
İkinci dünyamız ise gündelik hayatımızın dünyasıdır; basitçe “gündelik hayat” deriz…
Burada bilgi insan davranışlarını öngörmenin adıdır.
∘∘∘
Modern insan bu iki dünya arasında kendini kaybetmiştir.
“Doğa”nın –fizik ve biyoloji gibi bilimlerin- bulduğu güvenilir bilgilerle gündelik hayatta yolunu bulabileceğine gizliden gizliye inanır.
Niye gizliden gizliye diyorum, çünkü kimse ona gündelik hayatın apaydınlık olduğunu söylemez.
Ama o doğanın davranışlarını biliyor olmamızın, gündelik hayatta da yolumuzu açtığına inanmıştır bir kere…
Doğayı bildikten sonra “gündelik hayat” da nedir ki?
Diye düşünür…
Onu haydi haydi bilecek düzeyde olmamız gerekir…
Telaşa mahal yoktur!
∘∘∘
Oysa kazım ayağı hiç de öyle değildir.
∘∘∘
Dünyaları belirleyen kullandığımız mantıktır.
Mantık ne denli sağlam ise bilgimize o kadar güveniriz.
Doğanın davranışlarını öğrenirken kullandığımız “bilimsel mantık”tır.
Öğrenmek isteyen, Alman filozof Karl Popper’in (ö.1994) yazılarından rahatça aydınlanabilir.
∘∘∘
Gelelim gündelik hayata, nedir onun mantığı?
Orada doğada gördüğümüz “neden-sonuç” ilişkisini bulamazsınız; üzgünüm.
Sosyal bilimler sanki varmış gibi yapar, ama inanmayın!
Ekonomi bilimi işe yarasa dünya böyle mi olurdu? Başkası olmadığı için elimizdeki ile yetiniriz…
İşletme fakülteleri yalnızca insanı “işletmek” için vardır…
Sosyoloji, psikoloji?
Eh, kimse boşuna diyemez tabii ki ama ne denli yeterlidir mutlaka bir fikriniz oluşmuştur, yaşarken çevrenizi biraz olsun gözlemliyorsanız.
İnsan davranışını öngörmek amaçları arasında bile değildir…
Yanlışlanma yöntemi belirsiz genel doğrular önerirler…
Şimdilik daha iyisi yoktur…
∘∘∘
Peki, yok mudur bir mantığı gündelik hayatın?
Tabii ki vardır:
“Seviyorsan Evlen” mantığı işler gündelik hayatımızda…
∘∘∘
Ben “Seviyorsan Evlen Dünyası” diyorum gündelik hayatımıza.
“Doğa”yla asla karıştırmamalıyız onu…
(Yerim doldu, konuyu sürdüreceğim.)
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder