İki dünya arasında gidip gelmekten başımız döner.
“Doğa” ve “Gündelik Hayat”…
Biz kimiz?
Okumuş yazmış olduğunu sanan kalabalıklar…
“Doğa”ya bakarken “Gündelik hayat” içinde kaybolmuşuzdur.
∘∘∘
Bir dünyada kaybolmak nedir?
Dünyaları içinde işe yarayan mantık belirler.
Kısaca hangi yöntemle “doğru düşünüyorsan”, o yöntemin adı –ki mantık denir buna- ilgili dünyayı belirler.
Örneğin doğada “bilimsel mantık” çalışır…
Bilimsel mantığı uygular rahat yaşarsınız doğanın davranışlarını bulmak isterseniz.
Bu mantığa uymayan her şeyi gönül rahatlığıyla reddedebilirsiniz…
Büyük rahatlıktır bu.
∘∘∘
Peki dünyaların birinde asla işe yaramayacak bir mantığı –ne denli haklı sebeplerle olursa olsun- kullanmakta ısrarcı olursanız ne olur?
Kaybolursunuz…
Hepimizin gündelik hayatta kaybolduğu gibi…
∘∘∘
Dostum Ekonomist Arif Yücel -kulakları çınlasın- gündelik hayatta kafamızdan düşürmediğimiz bu yönteme “Seviyorsan Evlen Mantığı" derdi.
Düşünüyorum da hedefi göbekten vuran daha iyi bir isimlendirme olamaz…
∘∘∘
En son aldığınız karara geri dönün ve inceleyin lütfen.
Ne yaptınız?
Nasıl karara vardınız?
Ben tahmin etmeye çalışayım:
Canınız bir şeyi –almayı, satmayı, sevmeyi, bırakmayı, yapmayı, başlatmayı, bitirmeyi…..- çekti…
∘∘∘
Bir süre kafanızda kurmaya başladınız…
(Bu süre işin önemine göre uzun ya da kısa olabilir)
Canınızın çektiğini yapmanızı destekleyen geçmiş olgular bulmaya çabaladınız.
Geçmişte neler var, baktınız; sizi veya başkalarını –eşinizi, çocuklarınızı, annenizi, babanızı…- ikna edecek…
Buldunuz ve kendinizden başlayarak önünüze çıkanı kandırdınız –ikna ettiniz.
∘∘∘
Bu yöntem “kurbanlık koyun mantığıdır”…
Kurban bayramında kesilmek için alınan hayvanlar hayatı hep bayramdan önceki haftada olduğu gibi güllük gülüstanlık sanarmış…
(Bayramda kesilecek koyunu özenle beslerler, bilirsiniz.)
Kesilecek hayvanların kullandığı Tümevarım –induction- mantığıdır…
David Hume
∘∘∘
Neden bu yanlış yolda debelenmeyi sürdürürüz?
Çünkü elimizde daha iyisi yok...
Tüm şirketler, tüm bireyler, kurumlar, devlet, yöneticiler bu ipe sapa gelmez yöntemle mücizeler yaratacağını düşünür, pazarlar, söyler…
Korkarım çoğu da buna inanır…
Kurbanlık koyunlar gibi.
∘∘∘
Bu nedenle gündelik hayatımızda “sebep-sonuç ilişkisi” çalışmaz diyorum;
Doğadaki sebep- sonuç ilişkisi gündelik hayatımızda yok olmuştur.
Ama kime anlatacaksın, hiçbirimiz aklımıza getirmeyiz bunu…
∘∘∘
Sebep sonuç ilişkisi olmayan yerde olasılıklar çalışır…
Diyelim, tüm düşündüklerini yaparsan yüzde 60 başarılı olacağını düşünüyorsun…
Bundan “yeni başlamanın” psikolojisini düşersen (sebep-sonuç ilişkisi olmayan gündelik dünyamızda her şey özneldir –subjektiftir) geriye en fazla yüzde 30 kalır…
Başarıya mı ölmeye mi yakınsın sen karar vereceksindir…
∘∘∘
Gündelik hayatımız, doğanın atom altı küçükler dünyasında olduğu gibi olasılıklarla çalışır…
Kuantum dünyası da reddeder “sebep-sonuç ilişkileri”ni…
Einstein (ö. 1955) bu nedenle önceleri karşı durmuştur kuantum teorisine.
∘∘∘
İnsanın dünyası, insan davranışını öngörecek bilimden hâlâ çok uzaktır.
Yok olmadan bunu başarabileceği de kuşkuludur…
Tüm bunları “bilimsel dünyada yaşıyorum hayalleriyle kendini avutanlara” bayram hediyesi olsun diye yazdım.
Üstüne düşünmeye değer bulursanız işe yarar bayramda.
“Dogmatik uykularımızdan uyanmamız” için hepimize faydalı faydalı olacaktır sanıyorum…
∘∘∘
“Seviyorsan evlen dünyası” hâlâ akıl sır ermeyen ikinci bir “kuantum dünyasıdır.
Bakalım hangisi, “gündelik hayat mı” yoksa “atom altı küçükler dünyasının kuantum dünyası mı” önce aydınlanacak?
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder