Hayatları
zehirleme işindedir…
∘∘∘
Gezegenimizde
gözlerini açan canlıların, kendilerine tanınan süreleri doldururken “ruhlarını
yaşatma” çabasının adıdır hayat.
∘∘∘
Bir
oyuna benzer mi?
Benzer
vallahi, hem de epey benzer…
Bir ömür
süren küçücük bir oyundur hayat, dünyanın ve evrenin yaşıyla karşılaştırılınca…
∘∘∘
Bir
canlının ruhunu yaşatması nedir?
Kendisi
olmasıdır…
Kendisini
geçmeye çalışmasıdır…
Kendisiyle
yarışmasıdır…
Başkalarıyla
yarışıyormuş gibi göründüğü her oyun da aslında herkes kendisiyle yarışıyordur…
∘∘∘
Hayatı
gövdesinden kavramamış seyirci bunu göremeyebilir.
Asıl
çekişme insanın kendisiyle hesaplaşmasıdır:
Kendisini
geçemeyen hiç kimseyle yarışamaz.
∘∘∘
Yaşam
koçları bunları bilmez?
Çünkü
insanlığın ördüğü ortak din, bilgelik, felsefe ve hayat kumaşının işlendiği
sokağı tanımamışlardır…
Para
yarışlarında derece yapmanın yollarının araştırıldığı “işletme” okullarından
beslenirler…
Kendini
tanımayan öğrenciye başkalarını geçmenin yollarını öğretmeye çalışırlar, bu
okullarda…
∘∘∘
Dediklerini
yaparsan, lider olacaksın, ikincilikle yetinmeyeceksin, hep birincilik
düşüneceksin…
Zamanını
iyi kullanacaksın, yaptığın her iş seni daha çok kazanmanın duraklarında
zıplatıp duracak…
İleriye,
hep ileriye…
∘∘∘
Ömrünü
istediğin gibi tüketirsin, özgürsün; kimse bir şey diyemez…
İster
yaşam koçluğu yaparsın, ister ölüm koçluğu…
Acı
olan nedir biliyor musunuz?
Yaşam
koçlarının vitrine koyduğu malın alıcısının olması!
Hiç
kimse daha öldürücü bir zehir enjekte edemez zamanın ruhuna.
∘∘∘
Yaşam
koçluğu mevsiminin çabuk geçmesini umalım…
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder