Herkesin hayatında vardır.
Şöyle bir üzerinden geç geçmişin,
geriye dönüp göreceksin…
Bazıları o anı duyumsamayacak
kadar duyarsızdır, bu yazı onlar için değil…
∘∘∘
Değerler vardır her çağda, uygun
olmadığını öğrendiğinde dünyanın harabeye döndüğü…
Budalaca inandığın değerler.
Kendi değerlerini kendin koyuncaya
dek köle olduğunu henüz öğrenmemişsindir.
∘∘∘
İşte bu ahmaklık
günlerinde, viran olmuş yaşamının yıkıntıları üzerinde en yakının sandığın
dostunla dertleşiyorsun.
Seni dinler.
Gerçeklerden ayrılmadan akıllı insan yorumları yapar. Kimseye dokunmaz, Sezar’ın
hakkını Sezar’a vermeye çalışan evrensel bir hâkimin önünde sanırsın kendini.
Dost ararken mahkemeye
gelmişsindir!
Ardından düşüncelerini
donduran bir soru peydahlanır:
“Şimdi ne
yapacaksın?”
∘∘∘
İkinci tekil
şahısın bu denli zehirli olanını ilk kez duyuyorsundur…
“Ne yapmalıyız?”ın
sarıp sarmalamasını beklerken, “Ne yapacaksın?”ın sillesi patlamıştır suratında…
İşte bu
alabileceğin en yüce “yalnızlık” dersidir…
∘∘∘
En büyük
diplomadan daha değerli olduğunu zamanla yaşayarak anlayacaksındır…
∘∘∘
Tutkularını
sevmediğin, çoşkularını beslemediğin, kendi doğrularının sorumluluğunu zehirli
bir yılan gibi omuzlarında taşımadığın sürece “yalnızlık” dersine hazır ol!
Bu dersi almadan
göçmek yok yaşamdan.
∘∘∘
Olabildiğince
erken olsun dua et!
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder