Dazayn okunuyor.
Mancınıkla dünyaya fırlatılmış Heidegger’in
(ö. 1976) insanı dasein…
Alman düşünür insan sözcüğünü
ağzına almıyor.
∘∘∘
Dasein şaşkındır…
Düşünmeyi bilmez!
Çünkü bilimin ‘soyut düşüncesi’ni
kullanır hayatı anlamak için…
Sebep-sonuç ilişkisiyle yaşamı
çözmek için girdiği sokakta, ilk adımda kara delikte kaybolmuştur!
Bilim doğayı önüne alır, sokar
labaratuvara didik didik eder ve onu anlamayı başarır;
Aynı şeyi hayatta yapamazsın, -sen
de- hayatın içindesin; çekip alamazsın kendini…
Dasein çaresizdir; başka bir
düşünce bekler, soyut değil hakiki düşünce…
∘∘∘
Radyo kullanır, tv kullanır; ama bu
araçları olanaklı kılan kuramlardan haberi yoktur Dasein’ın…
Ancak beş-altı fizikçi bilir
bunları…
“Düşünce de buna benziyor,” diyor Heidegger, “düşüncenin kaderini kimse bilemez; felsefe –metafizik- bir gün bilimin
içinde eriyebilir, yok olur, ama Desein’ın düşüncesi devam eder.
Bu düşünce felsefeden daha basittir fakat gerçekleşmesi çok daha zordur.
Bir gün gelecek olan bir düşünür, benim başladığım işi üstlenecektir.
Bu kişi şair Heinrich von Kleist’ın (ö. 1811) sözüne uygun olacaktır:
‘Ben, henüz burada olmayan birinin
Karşısında bir adım geri atıp
Bin yıl öncesinden onun ruhu önünde
Saygıyla eğiliyorum.’”
∘∘∘.
Dasein, fırlatıldığı yerde, yarınından endişelidir...
Düşüncesizlik içindedir.
Kurtuluşu endişeden kaçmakta
bulur;
Gözü kapalı gördüğü her şeye ve
herkese uymaya çabalar!
Dasein’ı reddeder, taklit bir
kişiliğe bürünür!
∘∘∘
Heidegger Nazi partisine girdi ve
Hitler’in filozofu olmayı hayal etti.
Bir yıl rektörlük yaptı, vazgeçti…
Partiden ayrılmadı.
Harp sonunda üniversiteden
uzaklaştırıldı.
5 yıl sonra döndü; insanlığın
böyle bir beyni köşeye itme lüksü yoktu!
Hiç özür dilemedi!
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder