Fransız Devrimi (1789) niçin
büyüktür?
Kralın gücünü ilahi yollardan
göklerle ilişkilendiren bağı koparmıştır…
İhtilal lideri Robespierre’in (ö.
1794) sağ kolu yakışıklı Saint-just (ö. 1794), meclisde yaptığı konuşmada
krallığın suç olduğunu savunmuştu:
Kral, halka ait egemenliği zorla alıyor,
suç işliyordu!
Mavi kanlı soylu aristokrasinin
yerini, damarlarından para dolaşan faydacı burjuvanın alması bu düşüncelerle gerçekleşti…
∘∘∘
O burjuva bugün ‘endüstriyel’ oldu…
‘Endüstri devrimi’ndeki ve
‘endüstriyel’deki endüstri kavramları apayrıdır…
İlki fayda yaratmak için
sistematik, yoğun çalışmadır!
İkincisi, yeni açılıp saçılıyor;
ne olduğu henüz pek açık değil;
Yoğun çalışmayı dışladığı, daha
çok finansal oyunlarla –kumarla- para kazanmaya çabaladığını görüyoruz.
∘∘∘
Eskiden yalnızca sanayi endüstriyeldi;
artık devir değişti:
Dünya küresel…
Toplum endüstriyel…
Hayat profesyonel…
Oldu…
Her çalışan profesyonel (!) şimdi…
∘∘∘
Bakın futbola taş gibi bir endüstriyel...
Nezaket, zerafet, ince davranış
artık geçmişsin barbarca kalıntıları!
Teknik direktörünüzden hoşnut
değil misiniz?
Ne gam! Takmayın kafanıza!
Rakiplerinizin
çalıştırıcılarından beğendiklerinizin anlaşmalarını ele geçirin.
Adamla çaktırmadan anlaşın,
tazminatını kulübüne havale edin;
İş bitmiştir!
Kulübüne nezaketen de olsa haber
vermek gibi para getirmeyen şeylerin endüstriyel futbolda yeri yoktur!
Sanayi devriminden kalma küflü
anlayışlar bunlar!
∘∘∘
Üstelik böylesi, paranıza,
gücünüze ne kadar güvendiğinizi sürpriz etkisiyle abartarak ilan edecektir…
Endüstriyel iletişime,
endüstriyel reklama harfiyen uygundur!
Gayet de bir profesyonelcedir…
Yeter ki futbol endüstriyel
olsun…
Siz de profesyonel olun!
Profesyonel hayatta bunlar var(!)
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder