4 Şubat 2017 Cumartesi

İnsanın Kumaşı





İyice anlaşılmadan işin içinden çıkamayacağız...

Sonsuza kadar vaktimiz de yok!

Anlayıncaya dek dünyayı başımıza geçirme olasılığımız korku filmi senaryosu değil!

İyilik mi saçıyoruz, kötülük mü kusuyoruz?
∘∘∘


Kumaşımız nasıl dokunmuş bilsek; birbirimizi yemeden yaşayacağız.

Doğayı anlamaya başladık, iyi yoldayız…

Ama iş kendimize gelince çuvallıyoruz:

İşimize gelmeyince bilginin köşelerini yuvarlaklaştırıp kendimize uyduruyoruz…

İçimizdeki mikrobu kaçırıyor, kolayca ikna oluyoruz!
∘∘∘


Kumaşımızı sökebilsek ona göre toplum dokuyacağız!

Dinler hepsi neredeyse aynı öğütleri veriyor; ama pek anlamış görünmüyoruz!

Diğer düşünürler? 

Bilgeler?

Kimi diyor ki:

“Bildiğin insanı aş, unut; kendi insanını kendin yap!

Ortalama insana bakarak iz ararsan, Tanrı’nın lütfettiği büyük fırsatı heba edersin;

İyi düşün!” [1]
∘∘∘


Kimisi karşı çıkıyor buna:

“Aşılacak bir şey yok! Neyini aşacaksın?

Onu söyleyen, hep dağlarda yalnız yaşadığından tanımıyor insanı!

İnsan aşılacak değil, inkâr edilecek bir şey…

Başarı başarı diye, kendini yiyip bitirmeden, yalın bir yaşam aramalı, bu işi fazla abartmadan çekip gitmeli!

İnsanda kötülük ağır bastığından, neye elini atsa yüzüne gözüne bulaştırıyor…

Günün birinde kendini yok edecektir! ”[2]
∘∘∘


Bir de bilim adamı…

Amerikalı biyolog Edward O. Wilson (d. 1929):

“Bu işin altından insanın doğasını kavramadan kalkamayacağız;

Fen bilimleri -fizik, kimya, biyoloji- insan şudur, demeden kimseyi dinlemeyin!

Bekleyin yakında anlayacağız!”

Ne zaman? Bilinmiyor!
∘∘∘

Sosyal bilimleri ve insan bilimlerini pek iplemiyor Wilson.

Üç çarpıcı örnek verdim; bulanık renkler ibadullah!

Gerisi sana kalıyor.
∘∘∘



[1] Nietzsche (ö.1900), Alman düşünür, şair.
[2] Cioran (ö. 1995), Rumen asıllı Fransız filozof.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder