İki dünyalılığın bedeli, kendine
özgü imkânları aramadan, başkalarının dayattığı imkânları üstlenerek
yaşamaktır…
Yanlış hayattır…
Yeteneklerinle ve sevinçlerinle tanışamamaktır!
∘∘∘
Goldratt (ö. 2011) fizik doktoruydu…
1990’larda dünyanın ilk rasyonel
para kazanma yöntemini (TOC)[1] tasarladı.
İş dünyası iltifat etmedi TOC’ye,
akla dayalı bir yöntem istemediler…
İnanamadı Goldratt!
Hayatını bunun nedenini aramakla
geçirdi, başaramadan öldü.
Toplumun iki dünyalı olduğunu
görememişti.
Heidegger’in (ö. 1976) dünyaya
fırlatılan insanıyla –Dasein-[2] tanışmıyordu.
Hayatın, bilimden başka türlü
düşündüğünü kaçırmıştı!
∘∘∘
Olan şu: iki dünya arasında
kıvranıyoruz…
Biri, neden-sonuç ilişkilerinin
hüküm sürdüğü dünya…
Diğeri, insanın içinde yaşadığı
dünya: Hayat…
Bu iki dünyanın birbirinden
farklı olarak kavranması gerekiyor…
Okullar, yalnızca bilimin
–neden-sonuç- dünyasını öğretiyor; insan, bu yüzden, hayata
atıldığında kanatları çalışmayan kuşa dönüyor!
∘∘∘
Bilim, hayatı da neden–sonuç
ilişkileriyle anlıyormuşuz gibi konuşuyor…
Nasıl bir mantık kullanacağımızı
söylemiyor…
∘∘∘
İnsanın dünyasını, amaca yönelik
davranışlarımızdan, yapıp-etmelerimizden yola çıkarak inceliyoruz…
Davranışlarımız, anlama-hissetme çevrimi içinde oluşuyor…
Her anlamamız, bir ruh hali
içinde gerçekleşiyor…
Her hissetmemizin kendine özgü bir
anlaması var…
Bu anlama-hissetme ilişkisinde insan
hem kendini tanıyor hem dünya onun önünde bir biçimde açılıyor…
Endişeliysen başka,
sevinçliysen başka dünya…
Farklı şekillerde açılıyor önünde…
∘∘∘
Bilimsel mantık kullanarak
anlayamazsın hayatı…
Anlamanın sıhhati hep kuşkuludur!
Ardı arkası kesilmeyen anlama–hissetme
çevriminde sevinçlerine yaklaştığını, heyecanının arttığını duyumsuyor musun?
Doğru yoldasın demektir!
Neden-sonuç yaklaşımıyla tutunamazsın...
Nedenleri uydurur farkında bile olmazsın!
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder