Ölüm mini evren düzeninin çökmesidir.
Küçük kozmos, hayat, dünyaya pes
etmiştir.
∘∘∘
Yok olmak senin seçimindir;
İstersen varolmayı seçer bedelini
ödersin…
Çevren derece derece yok olmuş -ya
da varkalmış- dostlarınla doludur.
Sen de öylesin…
Hepimiz öyleyiz…
∘∘∘
Ne kadar yok olduğunun hesabı yalnızca
sendedir;
Gece yastığa başını koyduğunda
verdiğin!
Bizde adet içindeki boşluğu
hüzünle doldurmaktır:
Ahmet Haşim’in (ö. 1933), “Melali
anlamayan nesle aşina değiliz,” dizesindeki hüzünle –melal.
∘∘∘
Britanyalı eleştirmen Berger’in
(ö. 2017), Hollandalı ressam Van Gogh (ö. 1890) üstüne yazdıkları aklıma
düşürdü bunları.
Kabulleniyor, hayvanlar, içinde
gözlerini açtığı doğal çevreyi…
İnsan reddediyor:
“Ben,” diyor gezegene, kafa
tutuyor.
“Kendi gerçeklerimi kendim arar
ve edinirim, içinde rahat nefes alacağım dünyamı kurarım!”
Tabii herkes gücü yettiği kadar;
Büyük sanatçılar ölüm
pahasına direniyor…
∘∘∘
Van Gogh bunlardan biri.
Şu, yaşlılıktan sessizce ölüp
gitmek, öbür dünyaya yayan gitmektir, diyen ressam…
Gerçekliği resimleri…
Berger, onun resimlerine baktıkça
gerçeklik duygum tazeleniyor, diyor.
∘∘∘
Ortalama insan yeterince duyarlı
değil aldırmıyor…
Sindiriyor yok olmayı…
Taviz üstüne taviz veriyor
dünyaya:
“Zeki bir canlıyım ben, her
gerçekliğe uyarım…Yeter ki…"
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder