Ortalama dediğim insanlar,
yetenekleri ortalama olan içinde benim de bulunduğum insanlar…
Sivrilmemiş, çeşitli alanlara
oldukça eşit biçimde serpiştirilmiş yetenekler…
Ne için yaratıldığı belirsiz
olanlar…
Ne için yaratıldığını, bilgileri
ve gerçek deneyimleriyle bulmak zorunda olanlar…
Kim olduğunu bilmeyenler…
Kim olduğunu eğitimle
öğrendiğini sanmış, yanıldığını hayatın içinde öğrenmiş olanlar…
Mesleğini seçerken ciddi bir
tuzakla[1]
karşı karşıya olduğundan tamamen habersiz olanlar…
Tuzağı öğrendiğinde çoğu kez
hayata karşı açık düşenler –güç durumda kalanlar…
∘∘∘
Ortalama insan, ne için
yaratıldığını keşfetmek zorunda olduğunu aklının ucuna getirmez…
Okulla hayatı karıştırmıştır…
Hesabını ilerde verecektir…
Farkında değildir.
∘∘∘
Niçin böyledir?
Çünkü toplumun önüne serdiği değerleri görmüş, onların, kendini
düşünerek yapıldığını sanmıştır.
Toplumla pazarlık ettiğini zannetmiş ve aldanmıştır. Vermiş, alamamıştır…
Toplumun zokasını yemiştir…
“Ortalama bir yetenek her zaman
yaşadığı çağın tutsağıdır, gıdasını o dönemin kavramlarından alır…”[2]
Anne-baba neden ikaz
edememiştir?
Onlar zaten kapana paçayı kaptırmış
durumdadır.
∘∘∘
Kendini, ne için yaratıldığını,
bıkmadan usanmadan aramak, cezasıyla doğar ortalama insan…
Bunu ne kadar erken fark ederse
o kadar şanslıdır.
Yapılacak bir şey yoktur,
zararın neresinden dönerse kârdır.
Yoksa ‘bu mudur?’ diye bodoslama
daldığın düş kırıklığı duvarına çarparak parçalanmak vardır…
∘∘∘
[1] Tuzak: http://huseyinigdirli.blogspot.com.tr/2016/04/tuzak.html ; Nisan 2016 yazılarından: Tuzak
[2] Goethe (ö. 1832)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder