4 Mayıs 2016 Çarşamba

Ortalama İnsanın Talihsizliği



Ortalama dediğim insanlar, yetenekleri ortalama olan içinde benim de bulunduğum insanlar…

Sivrilmemiş, çeşitli alanlara oldukça eşit biçimde serpiştirilmiş yetenekler…

Ne için yaratıldığı belirsiz olanlar…

Ne için yaratıldığını, bilgileri ve gerçek deneyimleriyle bulmak zorunda olanlar…

Kim olduğunu bilmeyenler…

Kim olduğunu eğitimle öğrendiğini sanmış, yanıldığını hayatın içinde öğrenmiş olanlar…

Mesleğini seçerken ciddi bir tuzakla[1] karşı karşıya olduğundan tamamen habersiz olanlar…

Tuzağı öğrendiğinde çoğu kez hayata karşı açık düşenler –güç durumda kalanlar…
∘∘∘


Ortalama insan, ne için yaratıldığını keşfetmek zorunda olduğunu aklının ucuna getirmez…

Okulla hayatı karıştırmıştır…

Hesabını ilerde verecektir…

Farkında değildir.
∘∘∘


Niçin böyledir?

Çünkü toplumun önüne serdiği değerleri görmüş, onların, kendini düşünerek yapıldığını sanmıştır.

Toplumla pazarlık ettiğini zannetmiş ve aldanmıştır. Vermiş, alamamıştır…

Toplumun zokasını yemiştir…

“Ortalama bir yetenek her zaman yaşadığı çağın tutsağıdır, gıdasını o dönemin kavramlarından alır…”[2]

Anne-baba neden ikaz edememiştir?

Onlar zaten kapana paçayı kaptırmış durumdadır.
∘∘∘


Kendini, ne için yaratıldığını, bıkmadan usanmadan aramak, cezasıyla doğar ortalama insan…

Bunu ne kadar erken fark ederse o kadar şanslıdır.

Yapılacak bir şey yoktur, zararın neresinden dönerse kârdır.

Yoksa ‘bu mudur?’ diye bodoslama daldığın düş kırıklığı duvarına çarparak parçalanmak vardır…
∘∘∘



[1] Tuzak:  http://huseyinigdirli.blogspot.com.tr/2016/04/tuzak.html ; Nisan 2016 yazılarından: Tuzak
[2] Goethe (ö. 1832)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder