12 Mayıs 2016 Perşembe

Neye Sahipsiniz




Neyiniz var?

Bu soruyla ilk karşılaştığımda 26 yaşındaydım…

Üniversite bitmiş, çalışmaya başlamıştım…

Bu duraktan geçen herkes bilir, buhranlı yıllardır, okulu hayat sanan mantık çökmüş altında kalmışınızdır.

Tek düşünceniz yıkıntıların altından kafanızı nasıl kaldıracağınızdır…

Sokağın mantığının, hayat aklına taban tabana ters olmasının buna sebep olduğunu bilmezsiniz…

Uzun yıllar sonra öğrenirsiniz, o da şanslıysanız…
∘∘∘


Memleketim olan küçük Anadolu kasabasına tatil için gitmiştim.

Parkta oturuyorum, yanıma Harita geldi.

Simitçiydi, boynuna astığı tahta sandığında simit satardı; ona neden Harita dediklerini hâlâ bilmem.

Ticarete çok hevesliydi, ama bir türlü beceremezdi; kime rastlarsa, zarar ettiği son macerasını anlatırdı.

Ayakkabıları çabuk eskimesin diye altına teneke çakar, taş sokaklarda zamana hüzünlü bir tempo vererek dolaşırdı.
∘∘∘


“Okumuşsun  öyle mi?” diye sordu, sandığını yanına indirirken.

Başımla evet dedim. Şimdi çalışıyorum…

“Neyin var?” dedi. Doğrudan gözümün içine bakıyordu.

Anlamamıştım. Açıklamak zorunda kaldı.

“Evin var mı?”

Bu kez anladım… İcra memuru karşısında gibiydim, şaşırmıştım…

Kötü niyetli değildi, yalnızca bir türlü kurtulamadığı sokağın özensiz bir tercümanı rolüne soyunmuştu…
∘∘∘


Başlıktaki soruyu arada bir kendinize hatırlatmanın epey işe yarar bir bilgelik jimnastiği olacağını sanıyorum.

Sınamak için deneyin…

Goethe (ö. 1832) de sormuş, bakın cevabı şu:


Sahip Olunan[1]

Biliyorum sahip olmadığımı

Ruhumdan engelsiz akıp gitmek isteyen

Düşünceden başkasına,

Ve bir de beni seven bir kaderin

Tadını kıyasıya çıkartmamı sağladığı

Her güzel âna.
∘∘∘





[1] J.W von Goethe, Şiirler, Çeviren Ahmet Cemal


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder