25 Mayıs 2016 Çarşamba

İstemediğiniz İşte Çalışmama Özgürlüğü





Uygarlıktır…

İnsan türü dışında tüm canlılar bu özgürlüğe sahiptir…

Beynine düşünce saplanan insan, dünyaya egemen olmuş ancak çalışmama özgürlüğünü yitirmiştir…

Asgari şartlarda yaşamını sürdürebilmek için kendini yiye bitire çalışmaya zorlayan insan peydahlanmıştır…

Tanımınız bu olunca dünyada uygar toplum sayısı pek azdır.

İskandinav ülkeleri, Fransa…

Başka var mı?

Hemen çıkaramadım…
∘∘∘


Birincil amacınız uygar yaşam olunca, İstemediğiniz işte çalışmama özgürlüğünü bayrak yapıyorsunuz…

Zararın neresinden dönerseniz kâr sayıyor…

Geçen yılları unutup geleceği kurtarmaya çalışıyorsunuz…
∘∘∘


Bir roman kahramanı hatırlıyorum…

Fahişe, güzel bir kadın; bilerek, isteyerek fahişelik yapıyor…

İlerde istemediği işte çalışmama özgürlüğüne kavuşmak için…

Öylesine çok para kazanacak ki, bir noktada artık harcayamadığı kadar parası olacak…

Ve de özgürlüğünü kazanacak…

Uygar ve özgür olabilmek için köleliğin en kötüsüne razı olduğunu sanıyor…

Kazanıyor, harcıyor; kazanıyor harcıyor…

Sonunda ruhu yolunu şaşırıyor, tükeniyor, bitiyor…
∘∘∘


Teslim olunca, kaçınca direncinizi yitiriyorsunuz…

İçinizdeki insanın sesi kısılıyor, ruhunuz parçalanıyor…

Mutlu olmak için sinirlerinizi aldırıp acı duymamaya çalışmak gibi bir şey…

Acı duymuyorsunuz ama mikroplara karşı işaret fişeklerinizi yitiriyorsunuz…

Zamanında koruma hamleleri yapamıyorsunuz…

Düşmanlarınız başıboş kalıyor… Bildikleri gibi at oynatıyorlar…

Sonunda yeniliyorsunuz!
∘∘∘


İstediğimiz işi kimse vermiyor!

Bedeller ödeniyor!

Devlete, topluma sitem edip durmak kurtarmıyor!

Kendinizden başka gidecek yeriniz olmadığını görünce yolculuk başlıyor…

Anlamaya çalışıyorsunuz, ne için buralarda olduğunuzu…

Arkası geliyor… Çorap söküğü gibi:

Çalışmak erdem değildir!

Zorunluluktur!

Erdem içinde dünyayı unuttuğunuz uğraştır!
∘∘∘

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder