9 Ocak 2017 Pazartesi

Doğrulara mı Yanlışlara mı Kafayı Takmalıyız





Sağduyu merceğiyle bakınca açık…

Neyin doğru olduğunu arayıp duruyoruz?

Tartışacak ne var ki?
∘∘∘


Güzel…

Ama hayat böyle akmıyor…

Elinde bir torba doğru avına çıkmazsın!

Öyle olsaydı biriktirirdik doğruları; torbası büyük olan âlim olurdu…
∘∘∘


Bugün doğru dediğinin, yarın pek de işe yaramadığını görüyorsun...

Yeni doğrular eskileri silip atıyor…

Ekmeğe benziyorlar, ancak yeni çıkanlar işe yarıyor…

Eskimişler, bayat ekmek gibi kullanımdan düşüyor…
∘∘∘


Eskiden orta yaşın üzerindekiler yumurta yemezdi;

Şimdi her gün yiyor!

Eskiden kolesterol hapı kutsaldı;

Şimdi kolesterolün kendi!

Bu, tıbbın güvenilmez olduğundan değil; kapitalizmin para hırsından bir;

Bir de, asıl, bilginin ‘bula-yanlışlaya’ ilerlediğinden...
∘∘∘


Ben doğrular, deyince, iki dünya biliyorum:

Bir, doğa… Vücudum da içinde…

Bitki, hayvan, dağ, taş, hava, su…

İki, hayat… İçine insan duygu ve davranışının karıştığı her şey…

İlişkiler, aşk, dostluk, nefret, iş, ekonomi, politika…
∘∘∘


İlkinde bakacağın yön apaçık ortada:

Fen ve tıp bilgisi üzerinde yükselen uzmanlıklar; mühendislikti, doktorluktu say sayabildiğini…

Gidebileceğin başka yer yok!
∘∘∘


Cıngar ikincide çıkıyor…

İnsanın ne olduğu hâlâ bilinmediği için toplum bilimleri, ekonomi, politika… henüz dağdan ovaya inemedi…

Böyle olunca, kala kala felsefe, tarih, şiir, edebiyat, müzik… kalıyor…
∘∘∘


En güveniliri şiir…

Elbette şairini sen seçeceksin…

İki alanda da işin sorumlusu sensin; topu kimseye atamazsın; ne mühendise ne de şaire…

Kimseye dinletemezsin!

İşe yarayanı seçmek senin sorumluluğunda…

∘∘∘





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder