Sağduyu merceğiyle bakınca açık…
Neyin doğru olduğunu arayıp
duruyoruz?
Tartışacak ne var ki?
∘∘∘
Güzel…
Ama hayat böyle akmıyor…
Elinde bir torba doğru avına
çıkmazsın!
Öyle olsaydı biriktirirdik
doğruları; torbası büyük olan âlim olurdu…
∘∘∘
Bugün doğru dediğinin, yarın pek
de işe yaramadığını görüyorsun...
Yeni doğrular eskileri silip
atıyor…
Ekmeğe benziyorlar, ancak yeni çıkanlar
işe yarıyor…
Eskimişler, bayat ekmek gibi kullanımdan
düşüyor…
∘∘∘
Eskiden orta yaşın üzerindekiler yumurta yemezdi;
Şimdi her gün yiyor!
Eskiden kolesterol hapı kutsaldı;
Şimdi kolesterolün kendi!
Bu, tıbbın güvenilmez olduğundan
değil; kapitalizmin para hırsından bir;
Bir de, asıl, bilginin ‘bula-yanlışlaya’
ilerlediğinden...
∘∘∘
Ben doğrular, deyince, iki dünya biliyorum:
Bir, doğa… Vücudum da içinde…
Bitki, hayvan, dağ, taş, hava, su…
İki, hayat… İçine insan duygu ve davranışının karıştığı her şey…
İlişkiler, aşk, dostluk, nefret, iş,
ekonomi, politika…
∘∘∘
İlkinde bakacağın yön apaçık
ortada:
Fen ve tıp bilgisi üzerinde
yükselen uzmanlıklar; mühendislikti, doktorluktu say sayabildiğini…
Gidebileceğin başka yer yok!
∘∘∘
Cıngar ikincide çıkıyor…
İnsanın ne olduğu hâlâ
bilinmediği için toplum bilimleri, ekonomi, politika… henüz dağdan ovaya
inemedi…
Böyle olunca, kala kala felsefe,
tarih, şiir, edebiyat, müzik… kalıyor…
∘∘∘
En güveniliri şiir…
Elbette şairini sen seçeceksin…
İki alanda da işin sorumlusu
sensin; topu kimseye atamazsın; ne mühendise ne de şaire…
Kimseye dinletemezsin!
İşe yarayanı seçmek senin
sorumluluğunda…
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder