9 Ocak 2017 Pazartesi

Arzunun Bedeli Var





Yanılgı burada başlar…

Bedelden söz edildiğini duymazsın; naif iyimserlikle ilk tanışman böyle olur.

Sanırsın ki yeteneklerinin gücü neyse, arzularının o kadarına kavuşacaksın…
∘∘∘


Bir, yeter ki aklını iyi kullan! (sen başka anlarsın, söyleyen başka söyler…)

İki, yeter ki doğru zamanda doğru yerde ol! (söyleyen Aristoteles (ö. m.ö.322): mekânını ve zamanını doğru seç… - sen safça seçebilirim sanırsın…)

Böyle şeylerin pek elinde olmadığını, ya satın alındığını ya da talihin avcuna bıraktığını günün birinde öğreneceksindir…
∘∘∘


Bu iki öneriyi doğru anladığında arzunun bedeliyle tanışmış olursun!

Artık karar vakti dayanmıştır:

Bedeli ödeyecek misin; yoksa arzularını bir kenara itecek, söylendiği gibi mi yaşayacaksın?
∘∘∘


İlk iş çevreni kolaçan edersin:

Gündelik akıl, “Örnek ara, çoğunluğa uy!” der… (Bu yanlıştır; ama elinde daha iyi bir araç olmadığı için dediğini yaparsın!)

Etraf aklını kullanmaya çalışan uyumlularla doludur…
∘∘∘


Hepsi çevresini kolluyordur, senin gibi…

Ya onları izleyip elle gelen düğün bayram, diyeceksin…

Ya da, arzularının peşi sıra yürüyeceksin; ama arzunun hesaba gelmez bir bedeli olduğunu bileceksin…

∘∘∘



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder