Abicim o bir b.ka yaramıyor!
O araba işe yaramaz!
Çiz onun üstünü, işe yarasaydı firması yol vermezdi!
∘∘∘
“İş”, çoklukla sokak için belirlenen amaçtır.
Sokak ise gündelik hayatın kendisi…
Sokak’ın “getirini-götürünü”
organize edip para kazanırsınız.
“İş” bir grup getir-götürün
adıdır.
∘∘∘
İstediğiniz kadar saygın uzman olun, getir-götürü becerip paraya hızla koşmanız öne çıkar.
Hastane getir-götürünü
beceren doktor bayrağı taşır.
Mühendis, avukat, bankacı, gazeteci….. durum pek değişmez.
∘∘∘
Ben olmasaydım dünya hiç de ağlayıp sızlamazdı…
Çevreme bakıyorum arkasından salya sümük olacağınız pek
kimse göremiyorum.
Farklı bir yanıtınız var mı?
Biz olmasaydık başkaları yapardı getir-götürü; yerdi, içerdi, okurdu, evlenirdi, seks yapardı,
tatile giderdi; Fener’li, Beşiktaşlı, Galatasaray’lı olurdu…
İşin bir de olumlu yanı var, bizim yerimize onlar ölürdü…
∘∘∘
Ne kadar budalaca bir mantık değil mi?
Nereden geldik buraya, hangi çıkmazlara girdik de bunca
anlamsızlığa bulaştık?
İşe yaramayı yalnızca getir-götür
işi yaparak başkalarından çok para kazanabilmek diye tanımlarsanız, yukardaki lâbirentten
çıkamazsınız!
Hayat tümüyle bir seri budalalık gibi gözükür.
∘∘∘
İşe yaramanın, insanlık durumuna daha yakışan tanımlarını
keşfetmeliyiz:
“Bitmiş eylem yöneldiğimiz amaçtan daha çok bir gerçekliğe
sahip değildir. Bu sadece bir oyun…
Hiçbir şey yapmıyorum, ama saatlerin geçtiğini görüyorum, bu
onları harcamaya çalışmaktan daha iyidir.”[1]
“Akıllıca olan tek şey her zaman herkesin ne için doğmuşsa
onu yapmasıdır.”[2]
Bizsiz dünyada neyin eksileceğini araştırmadan yılmamalıyız…
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder