26 Nisan 2016 Salı

Getir - Götür İnsanları



Hayatın getir-götür işlerini yapar...

“Beşikten mezara alım-satım işleriyle uğraşır...” [1]

Getir-götür döneminin parlak mahallelerini doldururlar.
∘∘∘


Bütün haşmetiyle 2. Savaştan sonra yükseldi getir-götür...

Seksenlere kadar göz kamaştırdı, bugün inişte…

Hâlâ bütün anne-babaların özlemi iyi bir getir-götürcü yetiştirmek...

Çevrenize bakın getir-götür okulları pıtrak gibi çoğalıyor.  

Her cebe göre bir getir-götür –işletme- fakültesini kolayca bulursunuz.
∘∘∘


Hepimiz getir-götür kültürü içinde yüzüyoruz.

Mutluluk, reklamların zoraki gülücüklerinde saklı.

Erkeklerin can sıkıntısının panzehiri futbol, kadınların dizi…

Okumayı –düşünmeyi- sevmiyoruz.

Hayattan yemek, içmek ve seks yapmaktan başka lezzetler de arayanlara entel-dantel deriz, getir-götür insanları arasında.

Getir-götür insanları sokağa teslim olur. Yalnız kalamaz, kendi başlarına var olamaz...

Vakit geçirmede zorlanır, sürekli eğlence arar.
∘∘∘


Seksenlere doğru getir-götür uygarlığı öylesine göz kamaştırdı ki aydın denen okumuşların bir kısmı getir-götürdeki büyük cazibeyi (!) sonunda keşfetti ve liberalliğe terfi etti.

Sokağa teslim oldu.

Yalnız yürümekten canı sıkılmış entellektüeller büyük kalabalıklara katılmanın coşkusu içinde kendilerinden geçti…

Hem entel, hem hep birlikte…

Ne güzel!

Hem pilli hem ceryanlı…
∘∘∘


Sonunda ne oldu?

Hayat yine bildiği gibi döndü…
∘∘∘



[1] Alman düşünür Schopenhauer (ö. 1860)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder