17 Nisan 2016 Pazar

Erkek Önü Yarılmaz




Yarım yüzyıllık şehir deneyiminizin ardından kasabaya inerseniz, dünyadan kopup uzaya fırlatılanlara benzersiniz.

Uzaya çıkanlar en azından yer çekimsiz ortamlarda hazırlık talimlerinden geçmiştir.

Oysa siz her an yaşamın beklemediğiniz bir yüzünde sınanacağınızı bilirsiniz.

Hoş bir deneyimdir,  farklı hayatlarla birlikte olmanın lezzetini tadarsınız.
∘∘∘


Sabahları yürüyorum.

Erken saatlerde havai fişek patlamalarını andıran motosiklet çat-pat’larıyla uyanan Kasaba’da bahar sabahları serin ve nemsizdir.

O gün de öyleydi. 

Eckhart Tolle’nin (d. 1948) önerdiği gibi düşüncelerimden kurtulmaya çalışarak yürüyordum.

Nefesimi sayıyor, bel kaslarımı hissederek dik durmaya çalışıyor, önümde endişesiz akan taş döşeli yolu izleyerek yaşadığımı hissediyorum.
∘∘∘


Okulun önünden yürüdüm, yorgun karaçamların seyrek dizildiği koruya saptım.  

İlerde köşede iki kadın yün eğiriyor, yanlarında yaşlıca bir erkek güneşin cansız ışıklarının altında sigara tellendiriyor.

Yanlarından geçerken “Günaydın…” dedim.

“İyi sabahlar…” dediler.
∘∘∘


Biraz daha yürüdüm, geri döndüm.

Yolun sağındaki bahçeli evden yaşlı bir kadın çıktı.

Önümden karşıya geçecek, yün eğirenlerin yanına…

Yavaşladım, geçsin diye… Bu arada beni fark etti ve kendini geri attı.

“Az kalsın,” dedi şaşkınlığını gizlemeden “önünü kesecektim…” 

Suçun kenarından dönmüş gibiydi, şükrediyordu...

Durdum.

“Geçin geçin…” diye tüm nezaketimi takınarak konuştum.

“Yok, yoook… “ deyip tartışmayı noktaladı.

Bizde erkek önü yarılmaz… Bir de hamile kadın önünü yarmak olmaz… Nereden bileceksin belki de karnındaki erkektir… Atalarımızdan böyle öğrendik biz…”

Ne diyeceğimi bilemedim.

“Ben öyle düşünmüyorum…” diye kem küm ettim. “Demek ki değişik düşünüyoruz… İyi günler…”

Ayrıldım. Dost bakışlarını arkamdan hissediyordum.

Adamın sesini duydum geriden:

“Herkesin düşüncesi kendine, güzel değil mi?”
∘∘∘

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder