Herkes iki dünyada yaşıyor.
Rus matruşka bebekler gibi iç içe
iki dünyada.
İçerdeki kendi dünyanız
çekirdektir. Sokağın dünyası dışardan sarmıştır çekirdeği, büyük
matruşka bebek gibi.
∘∘∘
Mitolojinin ‘cennetten kovulmuş’ insanı
zehirli bilgi elmasından yemiştir…
Doğru bilgiye bir türlü ulaşamaz.
Ömrü çıkmaz sokaklardan örülmüş
labirentlerde ışıklı bir çıkış aramakla geçer.
Çünkü doğruya giden yol
düşünmekten geçer.
Düşünmenin hem hazırlık süresi
uzun, hem de kendisi çok zahmetlidir…
Bilgi ve gerçek hayat deneyimi
ister.
Asıl risk de bilgiye inancı
kaybetmektir!
∘∘∘
Büyük kalabalıklar düşünmeyi pek
sevmez bilgiyi de önemsemez.
Otoriteye yaslanalım, sezgiye
yatalım rahat edelim derdindedirler; ancak düş kırıklığına giden sokaklarda kaybolurlar.
∘∘∘
İnsanların sokağın dünyasını tek
dünya sanmaları ve kendi dünyalarından pek haberdar olmamalarının nedeni sözünü
ettiğim güçlükler.
Lanetli olmaları değil…
Düşünmeyi pek iplememek, bilgisiz
ve bilinçsizce risk almak sokağın dünyasında avantajmış gibi görünür –çoğu insan
buna inanır.
Hesapla kitapla, kâğıtla kalemle,
planla programla dalgasını geçer…
Başarılı diye gördükleri
zombileri örnek gösterirler…
Mezarlıkları hesaba
katmazlar, başarılı dediklerinin kaç mislinin mezarlıklarda huzurla uyuduğunu
bilmezler.
Sokağın dünyası ölüleri saymaz
kalan binde birin yolunu izler..
∘∘∘
'Kendi dünyalarına' ulaşabilenler
düşünmeyle tanışanlardır.
Mecbur oldukça sokağın dünyasına
çıkar kendi dünyalarına dönmek için can atarlar…
Kuşlara benzerler...
Sokağın dünyası genişledikçe ‘doğru hayatlar’ daralır…
Doğru hayatlar kendi
dünyalarımızdır.
Uygarlık ‘doğru hayatların’ sokağın
dünyasına karşı savaşıdır…
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder