Başlıkta bir söz bir kelime var.
İkisinin de doğru sanılan, aslında
yanlış çağrışımları bulunuyor.
Doğru gibi kullanılan yanlış sözcük olsalardı onlara galat-ı meşhur derdik.
Bunlar söz, kavram; yanlış kullanılıyorlar,
ama genel kanı doğru oldukları.
Anlatacağım…
Hemen söyleyeyim başlık’ın
kendisi doğru ve yerinde.
Onu da anlatacağım…
∘∘∘
Doğru yer, doğru zaman…
tekerlemesi Aristo (ö. m.ö. 323) kökenli. Arkasında ağır otorite var
anlayacağınız…
Ancak bu oturaklı söz hiçbir şey
anlatmıyor.
Kulaktan dolma, üzerinde
düşünülmemiş…
Futbol yorumcularının dilinden
düşmüyor.
Sonuç başarılıysa oyunun unsurları başarılıdır, diyor…
İyi oynuyorsa, futbolcu doğru
zamanda doğru yerde olmayı becerebiliyor…
Şirket kârlıysa, genel müdür
doğru zamanda doğru kararları alabiliyor…
Bilgi vermeyen ve aksi
ispatlanamayan bomboş tamtakır bir söz…
∘∘∘
Gelelim başlıktaki sözcüğe…
Neredeyse herkes için karamsarlık kötüdür.
Biraz, depresyonla aynı
mahallenin çocuğu diye…
Bunu anlayabiliyorum…
Ancak asıl neden, gündelik hayatın,
yani sokağın bu yaftayı yapıştırıyor olması...
∘∘∘
Sokak düşünmez, düşüneni sevmez, endişe
etmez, moralleri bozmadan herkes çalışsın ister.
Kölelikten kalmadır bu…
Bilinen ezber tekrarlandıkça
patron “kaynaklarımı terletiyorum…”
mantığıyla doğru yaptığına inanır.
Düşünmeye terso bakanların dünyasıdır sokak…
∘∘∘
Karamsarlık beklentilerin kötüye
dönmesidir.
Koşullar gerektiriyorsa aklın
gereğidir…
Karamsarlık teslim olmak değil
savaş için gerilmektir…
Yalnızca aptallık ve şarlatanlık kaygı
duymaz!
∘∘∘
Büyük düşünürlerin, yüksek sanat erbabının
çoğu gündelik hayatın karamsar bulduğu kişilerdir.
Karamsarlık sözcüğü ‘kötü’ yakıştırmasını
hak etmiyor.
Başlık’ın dediği gibi zamanı
geldiğinde karamsar olmak yaşam savaşını hızlandırmanın tek yoludur.
Aptallığın ve şarlatanlığın
tuzağına düşmeden…
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder