7 Eylül 2016 Çarşamba

Kumrular ve Şempanzeler





Sabahları balmumu tıkaçlarımı kulağıma tıkmadan dışarı adımımı atmıyorum.

Kasaba’da bulamadım da İstanbul’dan getirttim…

Ucuz olduğu için eczaneler satmıyor!

Sokaklarda motosiklet gürültüsünden yürünmüyor…

Kocaman bir lunapark Kasaba…

On yaşının üzerinde gençler, seksenin üzerindeki erkekler motosikletle sokaklarda fing atıyor!

Keyfleri yarım kalmasın diye gençlerin egzozu çıkartıyor olmaları anlayışla karşılanıyor(!)…

Gürültü olacakmış ziyanı yok!
∘∘∘


Kasaba yeşil, insanı güzel.

Erkenden kalkıp güney-doğuya yürüyorum…

Roman mahallesinin içinden…

Kumrular motosiklet gürültüsüyle yarışıyor.

Canlıların en sadık olanları onlarmış, eşini kaybeden başka biriyle asla olamazmış!

İnsanlara bunu anlatabilir misiniz?

Ne yaparsın hayat devam ediyor, perdesiyle korunur aklınıza eseni yaparsınız…

Sanki kumrularda devam etmiyor hayat!
∘∘∘


Yorgun karaçamlarla kaplı parkın ucundaki yörük evinin bir köpeği var.

Bir türlü ısınamadı bana, evin önünü yasakladı…

Yolumu onu sinirlendirmeyecek şekilde düzenliyorum.

Erken bir u-dönüşü ile ana yola geçiyorum…
∘∘∘


Köşede hep yörük Mehmet oturur, elinde kaçıncı olduğunu kestiremediğim sarma bir sigara vardır…

Bazen uzaktan selamlaşırız, bazen iki lâf ederiz…

“Yürüyorsun güzel,” der, söze girer.
∘∘∘


Biraz daha ilerde yine kumrular…

İnsanlar neden onlar kadar güvenilir değil, sorusu aklıma yine düşer.

Yok, bizde bir bozukluk var…

Atalarımız şempanzelerle bir olduğu için böyleymişiz…

Kötücül, güvenilmez, bencil…

Bonobolardan gelseymişiz kumrulara benzeyebilirmişiz…

Talihimize küselim!
∘∘∘

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder