28 Eylül 2016 Çarşamba

İnsan İnsanı Tanıyabilir mi






Çocukluğunuzu ve gençliğinizi gözünüzün önünden geçirin, sinema filmi gibi…

İyi tanıdığınızı sandığınız bir yakınınızla yaşadığınız ilk ciddi hayal kırıklığını yakalamaya çalışın karelerin arasında…

Göreceksiniz ki sorun, bulmak değil sıraya dizmektir düş kırıklıklarınızı!
∘∘∘


Kim bilir siz, kimlere ne düş kırıklıkları yaşattınız…

Farkında bile değilsinizdir.

İnsan beyni yaptığı kötülüklerin çetelesini pek tutmaz…

Ne kendine ne de başkasına yaptıklarını saklar belleğinde.

Varsa da yoksa da çektikleri kötülüklerdir, başkalarının kendilerine yaptıkları…

İçinizdeki yabanıl yaşam duygusu böyle ister…
∘∘∘


Genç bir adamın, insan ilişkilerine ve davranışlarına arkasından baktığı pembe tül yırtıldığında umutlarını, hayallerini kaybettiğini görmek üzücüdür.

Ancak yine de eski hayallerin yerini daha tatlı, daha kalıcı olanların alması umudu vardır…[1]

Ya yerine daha tatlılarını koyamayacak durumdaysanız?

İşte o zaman insanın gerçek yüzünü tanıma fırsatı elinize geçmiştir…
∘∘∘


İnsanın, lanetli duruma sokmadığı bir başarısını zor bulursunuz…

Atom bombasına, petrole, kömüre, otomobile, gezegenimizin iklimine bakın!

Dostluk ta böyledir…

Yırtılan pembe tüllerinizin yerine her zaman yenilerini asacak kadar güçlü kalabilmek gerekiyor…

Şans dileyelim, güçlü kalalım, gerçek insanı tanımaya hiç fırsatımız olmasın!
∘∘∘


[1] Lermontov (ö. 1841): Ünlü Rus romancı, 27 yaşında düelloda öldürüldü; “Zamanımızın Bir Kahramanı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder