20. yüzyılı az çok bilen ya da içinde
bir iki on yıl geçirenlere sorulsa ne derler:
Gördükleriniz, bildikleriniz ne
tür duyguları tetikliyor ‘insanlık’ hakkında?
Yanıtlarken toplumun gizli
pusulaları sizi yönlendirecek, dikkatli olun:
İyimserlik erdem…
Kötümserlik kötü…
∘∘∘
Gelenekler ve ortak akıl zorluyor…
Şartlar ne olursa olsun iyimser
olacaksın!
Şöyle bir anlayış var:
İyimserlik yaşam coşkusunu
pompalıyor…
Kötümserlik söndürüyor…
∘∘∘
Bu kabulleri anlamak zor! …
Dikkatle bakın, dünyayı fazlaca
ciddiye alıp alakasız işlere kafayı takanlardır ortak yaşama daha çok katkı
yapanlar…
Asosyal, ortak vakit geçirme mekânlarına
pek takılmayan, epeyce karamsar gözüken, eğlenceden anlamayanlar…
∘∘∘
Liberalizmin teorisyeni, Soros’un
Açık Toplum Enstitü’lerinin isim babası, K. R. Popper (ö. 1994), Amerikan
üniversiteleri gayet iyi, ancak eğlenceyi abartıyorlar, diyordu…
Eğlenceye karşı konuşmasına
bakmayın, aslında dünyanın en iyimser adamıydı…
Açık toplumda bilimin, her
problemi ölümcül olmadan çözeceğini söyler, terslerdi karamsar gelecek kestiren
gazetecileri!
22 yıl önce öldü…
İnsanın neden olduğu iklim değişikliğinin,
30 yıl sonra yaşamın köküne kibrit suyu dökeceğini söyleyen raporları bugün okusa
ne yapardı acaba?
Bekleyin, kafayı takmayın mı,
derdi?
Yoksa, iyimserlik yetti!
Karamsarlıktan alalım biraz da yaşam
enerjimizi mi?
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder