13 Eylül 2016 Salı

Hepimiz İkiyüzlüyüz





Toplum içinde olmanın üyelerine bir fiyatı var; herkes bu bedeli ödüyor.

İnsan olacaksın, insaniyetin kötülüklerini yükleneceksin!

Birey olmaya heves edeceksin, kendini vuran hatalarının bile çoğundan haberin olmayacak…

Başkalarına yaptığın kötülüklerden, buzdağının tepesinde gördüklerin kadar haberin olacak…

Birkaçından kem küm özür dileyeceksin…

Su altında göremediklerin tümüyle karanlıkta kalacak; ne sen ne toplum bilecek onları…

Yalnızca kurban acıdan kıvranacak.
∘∘∘


Oyunun şehvetine öylesine kaptırmışsın ki kendini, uykunu bile kaçırmayacak farkında olmadan başkalarına yaptığın kötülükler.

Herkes kendine yapılanın üzerine nefret yığmakla meşgul olacak!

Toplumdan gelen sızlanmalar kulakları tırmalayacak, bodoslama gelen nefret dalgasından göz gözü görmez olacak...

Oyunun kuralına uyamadığın için kendini suçlayacaksın!

Amacına yürürken nefretinle kavrulacaksın…
∘∘∘


İkiyüzlülüğü normal gören bir sağduyuda pişiyoruz!

İletişim diye okullarda belletilen şeyin kökü, çevreni, özel amacına ısındırma çabasıyla uygun biçimde bilgilendirmektir.

Yukardaki cümleyi alıcı gözle tekrar okursanız anlatılanın ‘ikiyüzlülük’ ile aynı yolun yolcusu olduğunu görürsünüz!
∘∘∘


Toplum, hayatı perdeleyen, eksilten aykırı amaçlara insanları mecbur ettikçe nefret dalgası büyüyor.

Büyüme, yarışma, biriktirme, istifleme kirletiyor, bozuyor, ikiyüzlülüğü besliyor!

Büyümeme, paylaşma, az tüketme, kendimize dönmemiz için yeni yollara işaret ediyor…

Ruhumuza giden...

Öylesine şartlanmışız ki kendi benliğimizi kabus gibi karşılıyoruz!

Sahneden inip maskemizi çıkarınca çırılçıplak kalmışız gibi hissediyoruz!
∘∘∘

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder