Bana sorarsanız bayramlar şunun
için:
Durur, 'doğru hayat çatalı'nın
hüznünü yudumlarsınız!
∘∘∘
Göğüs çatalı önünde donmuş
erkeklere dönersiniz:
“Ak göğsün arası zemzem pınarı
İçsem öldürürler içmesem öldüm.”[1]
∘∘∘
Henüz ‘doğru hayatlar’ gündelik
hayata sığmıyor…
İnsanlık bunu becerir mi?
O kadar vakti var mı?
∘∘∘
Çoğu insanın ruhu doğru hayat
çatalının önünde acı duyar!
Bunca emeği “yanlış hayatı doğru
yaşamaya” hasretmiştir:
“Güzel sevme derler nasıl
sevmeyim
Sevsem öldürürler sevmesem öldüm.”
∘∘∘
Doğru hayat çatalı yol ayrımıdır…
Bayramlarda yüzleştiğiniz…
“İçsem öldürürler içmesem öldüm!”
sapağı…
İçmezsiniz ölmezsiniz!
Ama ruhunuza sormazsınız!
∘∘∘
Yanlış hayatı doğru yaşamaya
çalışmak tüketiyor…
Boynunuza isteyerek geçirdiğiniz
bir ilmek…
Eksiltiyor, daraltıyor; nefesinizi
kesiyor!
∘∘∘
Yaşam eksik olmasaydı bayramlar
olmazdı…
Bayramlar olmasaydı olabilir ki yanlışın
sızısı hiç yakmayacaktı!
Belki de bu senin bayramındır!
Kim bilir?
∘∘∘
NOT: Karacoğlan epigrafı, Kasaba’dan
geçen bir hoş arkadaşın hediye ettiği kitaptan fışkırdı…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder