21 Eylül 2016 Çarşamba

Azgın Yaşama Duygusu





İnsanları adaletsiz, anlayışsız, hoyrat, kötü buluyorsanız size katılıyorum…

Yoksa Dünya’nın, adaletsiz, acımasız; paylaşılan değerlerini kaybetmiş, iç sızlatan, patetik bir yer olması için sebep var mı?

Nedenlerden önde gideni, diye düşünüyorum, içimizdeki azgın yaşama duygusu!
∘∘∘


Mutluluk arayışlarınızın birinde, ‘hayal kırıklığı’ durağında indiğinizde düşünün, bana hak vereceksiniz:

Mutsuz insanın bir türlü aşamadığı engel, içindeki vahşi ve utanmazca yaşama duygusudur…

Azgın yaşama duygunuzu nasıl ehlileştirirsiniz?

Umutlarınızı dizginleyerek!
∘∘∘


Umut dikkatli kullanılması gereken bir ilaçtır…

Canlı olması iyidir; ama, onu yaşama motorunun ana yakıtı yaptıysan azgın yaşama duygusunun elinde oyuncak olursun…

‘Zaman’a kapılır sürüklenirsin…

Kendinden geçmiş, benliğin susmuş, bedenin egemenliği eline geçirmiştir…
∘∘∘


Mutluluk zihinseldir…

Zihnin zindeliği aklın çalışmasıyla sağlanır…

Azgın yaşama duygusuna kapılınca, gürül gürül akan nehirde akıntıyı arkana alıp var gücünle bilinçsizce yüzersin…  

İlk yapman gereken akıntıdan kurtulmak, nehirden çıkmak ve durmaktır.
∘∘∘


Budalaca iyimserliği ve aklın ocağında pişmemiş kumarbaz umutlarını gemlemeden içinizdeki azgın yaşama duygusunu frenleyemezsin…

Utanmazca bir yaşam girdabında döner durursunuz!
∘∘∘


“Umut bizi sürekli yanıltan bir şarlatandır. Benim için mutluluk onu yitirdiğimde başladı…”[1]

Yaşama evet demek yetmez, mantığa, anlama ve uygarlığa da evet demek gerekiyor…

Yoksa yemenin, içmenin, seksin, eğlenmenin niçin yetmediğinin içinden çıkamazsın!
∘∘∘




[1] Chamfort (ö. 1794) Fransız ahlakçı, yazar.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder