Şiir sever misin?
Olabilir; ancak diziler arasında
pek tat vermiyor…
Sevgimi dağıtmaktan kendime zaman
mı kalıyor! Her şeyi, herkesi seviyorum…
Oğlak burcundanım, insanları
burçlarına bakarak hemen tanırım. Şiiri pek düşünmedim…
Sevmek için doğmuşum; ama, şiiri
sevemedim!
Öyle mi?
∘∘∘
Size kadın mı yoksa bayan mı
denmeli?
Bayan denmesi hoş, otobüslerde ‘bayan
yanı’ boş kalıyor…
Kadın, kulağımı tırmalıyor,
ısınamadım; tercihim bayan…
Ya ‘hamfendi’ desin yada kessin
sesini otursun…
Abla, yenge, teyze, anne demesin
de, her şeye razıyım…
“Kadın kafayı yemiş adamı paylayıp duruyor”
derken iyi; ama ‘bayan işçi aranıyor’ yazacaksan kadın ters düşüyor…
Öyle mi?
∘∘∘
Seni dün biriyle gördüm; Kemal’in
–kocanın- haberi var mı?
Şekerim sen de beni mi
izliyorsun; Kemal’e söyleyecek ne var ki henüz yatıp kalktığımız mı var!
İyi oluyor, insan yaşama isteğini
tazeliyor; herkes denemeli…
Canımın içi; adam bir fal bakıyor
inanamazsın; hele bir burcunu anlatsın bayılırsın!
Yakışıklı değil mi? Arkadaşlarım
çatlıyor!
Öyle mi?
∘∘∘
Susan Sontag[1] (ö. 2004) bir romanı
okuduktan sonra, “İnanamıyorum, şimdi anlıyorum niçin yaşamak istediğimi,” demiş;
sizin de hiç böyle hissettiğiniz anlar var mı?
Elif Şafak okurum ben, o böyle
tuhaf şeyler söylemiyor…
Fatiş –Fatih, kocam- doğum
günümde kürk almıştı, o zaman ”işte budur hayat!” diye geçmişti içimden…
Levent’teki o kasapta bir bonfile
ye, anlarsın yaşamayı!
Öyle mi?
∘∘∘
Hâlâ ısrar ediyorum: Kadınsız her
şey oluyor uygarlık olmuyor…
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder