26 Eylül 2016 Pazartesi

Kötümserlik Umutsuzluk Değildir





Umutsuzluğu, yaşamak için sebebi olmamak, diye alıyorsanız ben biraz değişik düşünüyorum…

Sandalyeye çıkmış ilmiği boynuna geçiren biri bile yaşamak için ümitlerinin tümünü yitirmemiştir…

Yaşamak umudu, bize sormaz, her zaman içimizdedir; aksi olsaydı böylesine adaletsiz bir dünya çoktan yok olurdu!
∘∘∘


İnsan türünün kendini yok edecek uçuruma doğru koşar adımlarla yaklaştığı su götürmez bir gerçek…

Neden hâlâ büyük çoğunluk kötümser değil?

Çevrenize bakın…

17 yıl sonra doğanın –yaşamın- sonunu önlemek için yapacak hiçbir şeyi kalmayacak bir türün şaşkınlığı ve endişesi var mı insanların gözünde?

Neden yok?
∘∘∘


Çünkü şartlanmışlar; geleneklerin, dinlerin, insanlığın 10 bin yıllık geleneğinin söylediklerini yanlış yorumluyorlar:

‘Umudunuzu’ kaybetmeyin deniyor…

‘İyimserliğinizi’ kaybetmeyin anlıyorlar!
∘∘∘


Sanıyorlar ki kötümser olursak ümitlerimizi kaybedeceğiz!

Oysa gerçek tam tersi:

Cesaretiniz varsa, koşullara bakar, kötü görüyorsanız kötümser olursunuz…

Kötümserlik daha gerçekçi, daha akıllı olmanızı ister…

Aklınızı kullandıkça ulaştığınız bilgiler yaşam enerjinizin yelkenlerini doldurur!
∘∘∘


Yılmamanız, yıkılmamanız gerektiğini bilir kendinizi ona hazırlarsınız!

Ahmaklıklarınızı, budalalıklarınızı görür azaltmaya çabalarsınız…
∘∘∘


Bunların başında iyimserlik gelir…

Koşulları kötü göre göre iyimserlik rehavetinde uyuşup kalmanın ahmaklığı apaçık gözünüzün önündedir…

İyimserliğinizden kurtuldukça hülyalarınızdan sıyrılır, ruhunuzu günün koşullarına uyarlarsınız…

İçinizdeki vahşi ve ahlaksız yaşama duygunuzun köşelerini törpüler, doyum aldığınız hayat enerjisine çevirirsiniz…

İyimserlik rehavetini yırtmak işim başıdır!

∘∘∘



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder