14 Mart 2017 Salı

Yalnızlık Duygunuzu Öldürmeyin





Yaşamın büyük riski, insanları kabaca birkaç grupta toplayıp davranman ve bedelini ödemek zorunda olmandır.

İnsanlar seni sevsin-önemsesin istersin:

Onların hoşuna gidecek şeyler yaparken yakalarsan kendini; inanmadan…

Bil ki; toplumun kalıplarına giriyorsun.

Arada bir durmak ve geriye bakmak alışkanlığın varsa –yalnızlık duygusuyla tanışıksan- bu anılarını kendine ihanet ettiğin acılı budalalıklar arasında hatırlayacaksın… 
∘∘∘


Yalnızlık yelpazesinin iki ucunda değişik yaşam tarzı kümelenmiştir:

Yalnızlık duygusu olanlar ve olmayanlar…

Olanlar düşünceye, olmayanlar yapmaya yakın iki faklı yaşam tarzı içindedir…

Olanlar gündelik yaşamda, olmayanlar yalnız kalınca –kendi başlarına- can sıkıntısı çeker…
∘∘∘


 Belli yalnızlıkları yaşamadan, yalnızca kesişen uçurumlarda rastlanan ölümsüzlüklerle tanışacak fırsatın olmaz…

Ölümsüzlüklerle tanışmayan, ölüm korkusunu sırtında yük gibi taşır.

Ölüm korkusunun kuyruğuna genellikle hayat korkusu da eklenecektir…

Hayatın korkuların işgali altına girmiştir.

Ne gelecek ne ölüm girebilir artık düşünme alanına…

Sahte bir yaşamı ufuklara bakamadan izlersin.
∘∘∘


Sosyal olmaya yönelik –zamanın ruhunu dinleyerek- istemeden attığın her adım yalnızlık duygunu hançerler.

Yarayı hep taşırsın içinde…

Ya sonunda bir dönemeçte hesaplaşırsın onunla –kanayan yaranla…

Ya da acınla öylece kalırsın hep.
∘∘∘


Kanunlar korumaz yalnızlık duygunu zamanın ruhuna karşı.

Her iklimin zırhıdır yalnızlık, duygusu diri kalmalı.

İnsan kaderin gözüne bakabilmek için ondan yılmamalı.
∘∘∘

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder