Endüstriyel
insanın, rekabetin zararına aklının yatması kolay değil.
Kim oluyor,
endüstriyel insan?
Bizler,
hepimiz…
Para
için rekabet eden toplumun içinde gözlerini açmış…
Liberal
burjuvanın küresel dünyasında cebelleşen canlılar…
∘∘∘
Homo
sapiens’lerin – ‘akıllı insan’ canlı türü- tümü pirüpak, birer ahlak abidesi
olsalardı bu iş yürürdü…
Rekabet
fayda ve güzelliğin lokomotifi olurdu…
Aşağıdaki
türden itiraflar duydunuz mu hiç:
“Teklif
fiyatımız, müdürümüz A’nın rakiplerimizle, bilgimiz haricinde,
anlaşması sonunda oluşturulduğunu öğrendik…
İhale
dışında bırakılmamız için gereğini rica…”
Veya:
“Bilanço
hesaplarımızdaki yanlışlık sonucu, kârımızı bir milyon TL eksik beyan
ettiğimizi anlamış bulunuyoruz…”
Veya:
“Siz
neden bu malı ucuz satıyorsunuz?”
“Stoktaki
mallar, eski fiyattan veriyoruz!”
Duymadınız!
∘∘∘
Duyamazsınız; etik ne derse
desin, türümüz böyle davranışların beklenebileceği bir canlı değildir!
Kapitalizmin babası İskoç Adam
Smith’in (ö. 1790) ahlak filozofu olması ironiktir…
Kuralsız metafizik’e kendini
fazla kaptırmış olmalı…
Adam Smith’in ardından, insanlık
100 yıl daha beklemiştir, fen’in evrim yorumunu duymak için…
Onu anlayışla karşılayabiliriz…
∘∘∘
Benimkisi bir tespit;
insanı ne iyi ne de kötü yapar…
Önemli olan ‘bu insana’ göre
toplumun tasarlanması gerektiğidir…
Ahlak’ı ve erdemi, ancak kâr’ını eksiltmeyecek
kadar sahiplenenlerin topluma liderlik
etmesini kabul etmiştir liberal burjuva toplumu…
Böyle bir dünyada erdemsizliğin
ve ahlak dışılığın kâr yarışında ciddi avantajlar sağlayacak biçimde
kullanılacağını beklemek için kahin olmaya gerek yoktur…
∘∘∘
İnsanın kendisiyle rekabetini,
spordaki rekabeti piyasanın rekabetiyle karıştırmayın!
Onların temelinde onur ve gurur
vardır, kâr değil!
Ticari rekabetin insan türünün adil
oynayabileceği bir oyun olarak düzenlenebileceğini sanmıyorum.
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder