21 Aralık 2016 Çarşamba

Günün Biri Gelir Senin Doğum Günün Olur






Kimse seni anlatmaz…

Ne ailen, ne toplum, ne başkası; hepsi ancak yarışa sürer:

Bak arkadaşın nerede, senin aklın hâlâ bulutların arasında!

Yakınların, öğretmenlerin, reklamlar aynı telden konuşur, yarışı gösterir…

Ne kadar adam geçersen o kadar mutlu olacağını söylemeye çalıştıkları yarışı.
∘∘∘


Kendine bile soramazsın, birilerinin gönlüne göre niçin konuşmadığını…

Zayıflık sayarsın.

İnanmışsındır: iyi olursan, çok çalışırsan, dürüst olursan, beklenenleri karşılarsan birileri mutlaka içindeki sese kulak verecektir…

Günün birinde işlerin gönlüne göre olacağını umarsın…
∘∘∘


Günün biri gelir:

Çok kazanmışsındır, az kazanmışsındır; iyi demişlerdir, çalışkan demişlerdir…

Yaramaz demişlerdir, lastik patlayınca çamura girip lastik değiştirmiyor;

Uçurumun kenarında yürürken ille de tutunacağı bir dal görmek istiyor!

Gözü kapalı atılmıyor!

Ne demişlerse demişlerdir; ama sonuç değişmemiştir:

Seni kimse anlatmamıştır!
∘∘∘


Günün biri gelmiştir…

Ne olursan ol, kim olursan ol, herkesin seni kendi önceliklerinin merceğinden seslendirmesinin hüznüyle tanışmışsındır…

Gerçekten seni anlatacak kimse bulunmadığı, bulunamayacağı kafana girmiştir.
∘∘∘


Günün biri erken gelir, geç gelir; kolay gelir zor gelir; acılı gelir, hüzünlü gelir…

Nasıl gelirse gelsin, zurnada peşrev olmaz; ne gelirse bahtına.

O an içindeki sesi can kulağıyla dinlemenin vaktidir…

Hep başkalarından bunca zaman dinlemesini umduğun içindeki sesi…

Durmanın, telefonları susturmanın, televizyonu kapamanın, az konuşmanın hatta susmanın vaktidir…

Seni koşturan, telefonlara kilitleyen, televizyona yapıştıran başkalarının seni anlatmasıdır.

Günün biri gelir, durursun ve de susarsın; o gün senin doğum günün olur!
∘∘∘






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder