Ankara için sorduklarında Yahya
Kemal’in (ö. 1958) verdiği cevabı bilirsiniz:
“İstanbul’a dönüşünü!”
∘∘∘
Yahya Kemal bugün olsaydı ne derdi
bilmiyorum.
Şu kadarından eminim, asla aynı hiciv
tabancasıyla Ankara’yı kalbinden vuramazdı.
Gönlünden geçse bile yapamazdı
bunu.
∘∘∘
Nereden mi biliyorum?
İnsanın doğasını hâlâ bilemiyoruz
diyorsak da o kadarcığını biliyoruz…
Temel bilimler söylemese bile,
beşeri bilimlerden –humanities- öğreniyoruz.
Adı sanı belirgin, az çok kabul
görmüş şairlerden birkaç şiiri keyifle okumanın mutluluğunu deneyimlediyseniz;
Keyfiniz kaçtığında kitabına sığınıp
dünyasında kaybolduğunuz bir iki romancı tanıyorsanız, şu kadarını bilmemek imkansız:
Yahya Kemal bugün o tabancayı
ateşleyip Ankara’yı deviremezdi…
Biraz daha ileri gidiyorum, ateşlese
bile, kurşun döner kendini vururdu!
Eskisi gibi cuk oturmaz,
yüreklerde mizahla bilgelik karışımı bir köşeye kurulup oturamazdı sözü!
∘∘∘
Artık soru değişti:
“İstanbul’un en çok nesini
seversiniz?”
Şairler ne der bilmem…
Dokuz ay boyunca bir kasabada
yaşadım. İstanbul’a dönüşte Mahmutbey Gişelerinden geçerken aklıma düştü
cevabım:
İyice inandım, İstanbul’un
en sevdiğim yanı: mecbur olmadıkça “geri dönmemesi.”
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder