12 Aralık 2016 Pazartesi

Kültür Kısır Döngüsünü Kıramazsan






Benim basit bir tanımım var:

Sonunda yaşama tutunma gücünüz artıyorsa yaptığınız ‘kültür’dür…
∘∘∘


Çok işime yarıyor bu yaklaşım:

Sıkıntıdan afakanlar basmışsa…

Zoraki bir –aile, arkadaş- toplantısında önceliklerim arasında olmayan alanlarda hikâyeler dinlemekten bunalmışsam…

Yaşamak yerine intihara yakın hissediyorum…

Bunlar benim –kültürüm- değil, diyor, karar alıyorum:

“Son olsun!”

Popüler veya geleneksel kültürün parçasıymış… elimden başkası gelmiyor!
∘∘∘


Zaman yengeç gibi kıskaçlarını boğazıma geçirmiş geçmek bilmemişse…

O yaptığım da benim kültürün değildir…

Zamanı unutmama yardımcıdır kültür.

Hayatımı yaşamaya değer yapar;

Anlamlı yaşıyorsam zamanı seçemem.
∘∘∘


Ya da su gibi akmıştır akmasına zaman; ama yine de çıkışsız bir lâbirentte bulmuşumdur kendimi…

Kazandığım veya kaybettiğim at yarışının, poker partisinin, bilgisayar oyununun ardından düştüğüm kara deliklerde böyle olurum:

Vücudum beni dinlemez.

Kolumu kaldıracak mecalim olmaz; hayatı “haz pınarı” yerine belalı bir yük gibi görmeğe yakın dururum.

Tek beklediğin bir sonraki seanstır: yeni at yarışı, yeni kumar, yeni bilgisayar oyunu…

Yaptığım şey, bana yaşam enerjisi pompalayacağı yerde, hayatı görüş alanımın dışına atmıştır!
∘∘∘


Teknoloji fazladan ‘beceri’ kazandırır; onlarla bilgini çoğaltmışsan ‘doğa’yı daha iyi tanırsın…

Kültürünü genişletmişsen ‘insanın doğasına’ daha yakınsındır…

Felsefedir, ahlaktır, ruhunun ateşlenmesidir -maveviyattır-, estetiktir -müziktir, edebiyattır, sanattır- dildir, tarihtir kültür…

‘İnsanın doğası’ hayattır;  kültür kapıları ona açılır…
∘∘∘


Kültür eksikliği can sıkıntısı yapıyor.

Vakit geçirten rutin tekrarlardan eğlence çıkarmaya çabalıyorsun.

Sıradan eğlence yaşam enerjisi vermediğinden daha çok sıkılıyorsun!

Kültür kısır döngüsünü kırmadan rahat yok!

Kültürünü aramazsan can sıkıntısını hayat sanıyorsun!

∘∘∘



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder