Gözümü açtım.
Önümde açık bulduğum yola girdim.
Düşünecek ne halim ne bilgim ne birikimim vardı.
Gözümü kapadım, uğraştım, bir durakta uyandım.
Sordum kendime: “Hayatın zorunlu
ihtiyaçlarını karşıladım mı?
Şimdi ne yapacağım?”
∘∘∘
Zorunlu ihtiyacı tartmanın ne
denli zor olduğunu tahmin edemezsiniz.
Hayat önceliklerinize bağlı;
öncelikleriniz ise dünyaya ne yapmaya geldiğinizi kavramanıza…
Diyelim ki aştım bunları, tamam
dedim, zorunlu ihtiyaçlarımı karşılamış durumdayım.
∘∘∘
Artık açılmış yollara dalmıyorum.
Kendi yolumu kendim çizeceğim.
Nasıl yaşayacağım? Kendimi
dinleyip anlamaya mı çalışacağım; -başkasına- duyduğum sorumlulukları mı
yükleneceğim?
Doğrudan varolmak mı beni ateşler, sorumlu
olmak mı?
Sorumlu olarak mı varolurum?
∘∘∘
Varolmanın bayrağı elimde
dalgalansın istiyorsam önümde iki yol var:
İlkinde, zihinsel yeteneklerimin
sınırlarını zorlarım…
Birikimimi artırır, deneyimlerimi çoğaltır kafamdaki
soruları izleyerek yola revan olurum…
Nereye giderim, nerede mola
veririm Allah bilir!
İkincisinde, bedensel becerilerimin
dünyasına girerim. Doğanın sınırlamalarını aşabildiğim kadarıyla zorlarım;
kendimle yarışırım kimseyi hedef almam.
∘∘∘
Başkasına sorumluluklarımla
ateşleniyorsa gönlüm, “ermişlerin, azizlerin” sokağına sapmalıyım.
Ahlak benim için “sorumluluk”
üstüne temelleniyor demektir…
∘∘∘
Gördüğünüz gibi zorunlu
ihtiyaçlarımı karşıladığıma karar verince özgür oluyorum.
Özgürlük esaretten daha zor; kendi
ahlakını kendin seçiyorsun!
Doğayla ve başkalarıyla ilişkilerini
nasıl düzenleyeceğine karar veriyorsun.
∘∘∘
‘Hayat Macerası’ bu durakta
başlıyor.
Zorunlu ihtiyaçlarımı karşıladım
diyorsan –ki sınırı kendin çiziyorsun- önünde açılan sokağın adıdır ‘Hayat
Macerası’.
Herkese ‘Hayat macerası’
diliyorum yeni yılda…
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder