Her
hayat farklı bir şey için yaşanır.
Her
yazan yalnızca kendi bilir niçin yazdığını; ben kafamda biriken soruların
ağırlığından kurtulmak derdindeyim…
İnanması
kolay değil ama bilinmezliğin kıraç topraklarında açtığın doyumsuz vahalar çekiyor
insanı.
Umarım
gördüğüm bir fizik oyunu –serap- değildir...
∘∘∘
Okuma
işi, yazmadan birkaç basamak daha karmaşıktır:
Yazan
kendi sorularının peşinden gider;
Okuyanlar
içinde, kafasındaki özgün soruları cevaplamak isteyenler vardır;
Başkalarının
ya da toplumun ruhuna enjekte ettiklerine ışık tutmak isteyenler vardır…
Anlamayı
boş vermiş kazanmanın ipinde sallanıp duranlar vardır…
Vardır…
Vardır…
∘∘∘
Her
hayat farklı şey için yaşar;
Her
hayat farklı şey için okur…
Önceliklerdir
yaşam…
∘∘∘
Anlamak
için yaşayanlar ve anlamak için okuyanlar hep azınlıkta kalmıştır ve hep böyle olacaktır…
Elini
attığı her şeyin b.ka sarmasının nedeni budur, insanın…
Otomobil
özgürlük getirecekti dünyayı hapishaneye çevirdi…
Televizyon
eğlendirecekti uyuşturdu…
Nükleer
silah kurtaracaktı; en büyük ölüm tehdidi oldu…
Kömür
ve petrolle, akıl yaşamı kolaylaştıracaktı, insan türünün sonunu getirmesi
bekleniyor…
Spinoza’yı
(ö. 1677) hatırlıyorum: “Anladıkça yaşarsın, hayat sevinci bildikçe depolanır.”
demişti…
Doğru
bile olsa çok elitist (olmaz!) dediler…
∘∘∘
Ortaçağda
anlamak için okudular ama yanlış anladılar…
Şimdi
anlamak için okumuyoruz, yanlış bile anlamıyoruz…
∘∘∘
Ünlü
İrlandalı fizikçi Lord Kelvin (ö.1907) öğrencilerin sınav kağıtlarını üçe
ayırırmış:
Doğrular,
yanlışlar ve de yanlış bile olmayanlar…
∘∘∘
Bugün
olsaydı yedi milyarın ne kadarını yanlış bile değil diye ayırırdı?
İnsan
tekinin fazla seçeneği kalmadı, yanlış hayatlardan kaçmanın dışında…
Yanlış
hayatı doğru yaşayamıyorsun!
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder