7 Haziran 2017 Çarşamba

Vazgeçmeyi Öğrenmezsen Vasatlığa Razı Olursun (1)





Öncelikle sorunun gerçek olduğuna aklın yatmalı:
Günümüzün tek sorusu nasıl para kazanılacağı;
Yeter ki para olsun, kimsenin nasıl yaşaması gerektiği üstüne kuşkusu yok!
∘∘∘

Doğru, parasız yaşayamazsın;
Ama paranın içinde de yaşayamazsın, hayatın yanlışsa…
İşin cilvesine bak ki, paraya giden hayatların pek azı yanlış değildir –doğrudur;
Çoğu vasatlığa çıkar…
∘∘∘

Felaketin burada kurgulanıyor;
Ne kadar tüketirsen yaşamın o kadar muhteşem olacak sanıyorsun…
Halt ediyorsun; gerisi çorap söküğü gibi geliyor…
∘∘∘

Kimden öğreneceksin yaşamı; kime gideceksin?  
Bilimi unut!
O kapsama alanına almıyor hayatı; doğayı ve onun parçası olarak vücudunu çalışıyor yalnızca…
Fiziksel acıların, çok çok hedef tahtasında bilginin…
∘∘∘

Kalıyor felsefe, din, şiir, edebiyat; izini süreceğin.
Sovyetler birliği çözülünce (1991) dinin yeniden rağbet görmesi bundandır.
Büyük insanlık, küçük insan hayatlarını ya eziyor ya itiyor kenara!
∘∘∘

Ben güçlü şiir ve güçlü edebiyatı, hayatı anlamak isteyenler için saygın okullarından biri görüyorum.
T. S. Eliot (ö. 1965), bir İngiliz Edebiyat eleştirmeni; şöyle yazmış:
“Başkalarını gerçekleştirmek için bazı imkânların feda edilmesi, genelde hayatın şartı olduğu gibi sanatın da şartıdır.
Hayatta bir şeyi kazanmak için başka bir şeyi feda etmeye yanaşmayan bir insanın sonu vasatlıktır;
Her ne kadar diğer tarafta, çok az bir şey kazanmak için pek çok şeyi feda eden, ya da feda edecek ölçüde bir şeye sahip olmayacak ölçüde eksiksiz doğanlar var ise de…”
∘∘∘

(Devam Edecek)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder