Öncelikle
sorunun gerçek olduğuna aklın yatmalı:
Günümüzün
tek sorusu nasıl para kazanılacağı;
Yeter
ki para olsun, kimsenin nasıl yaşaması gerektiği üstüne kuşkusu yok!
∘∘∘
Doğru,
parasız yaşayamazsın;
Ama
paranın içinde de yaşayamazsın, hayatın yanlışsa…
İşin
cilvesine bak ki, paraya giden hayatların pek azı yanlış değildir –doğrudur;
Çoğu
vasatlığa çıkar…
∘∘∘
Felaketin
burada kurgulanıyor;
Ne
kadar tüketirsen yaşamın o kadar muhteşem olacak sanıyorsun…
Halt
ediyorsun; gerisi çorap söküğü gibi geliyor…
∘∘∘
Kimden
öğreneceksin yaşamı; kime gideceksin?
Bilimi
unut!
O
kapsama alanına almıyor hayatı; doğayı ve onun parçası olarak vücudunu çalışıyor
yalnızca…
Fiziksel
acıların, çok çok hedef tahtasında bilginin…
∘∘∘
Kalıyor
felsefe, din, şiir, edebiyat; izini süreceğin.
Sovyetler
birliği çözülünce (1991) dinin yeniden rağbet görmesi bundandır.
Büyük
insanlık, küçük insan hayatlarını ya eziyor ya itiyor kenara!
∘∘∘
Ben güçlü
şiir ve güçlü edebiyatı, hayatı anlamak isteyenler için saygın okullarından
biri görüyorum.
T. S.
Eliot (ö. 1965), bir İngiliz Edebiyat eleştirmeni; şöyle yazmış:
“Başkalarını
gerçekleştirmek için bazı imkânların feda edilmesi, genelde hayatın şartı
olduğu gibi sanatın da şartıdır.
Hayatta
bir şeyi kazanmak için başka bir şeyi feda etmeye yanaşmayan bir insanın sonu
vasatlıktır;
Her
ne kadar diğer tarafta, çok az bir şey kazanmak için pek çok şeyi feda eden, ya
da feda edecek ölçüde bir şeye sahip olmayacak ölçüde eksiksiz doğanlar var ise
de…”
∘∘∘
(Devam
Edecek)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder