Beceriye
döndürülemeyen bilgi yüktür.
Altında
ezilir kalır topu başkalarına atarsın!
∘∘∘
Anlamak
büyük beceridir; durduk yerde sevinç üretir…
∘∘∘
Diploma…
Konu
çevresinde sarhoş dolaşan bir tutam bilgi…
Para
ve zaman…
Dünyayı
şaşı gören bakışlar…
Toplanır
bir diploma eder!
∘∘∘
Bunları
hayatın içinde beceriye dönüştürmek asıl görevdir…
O kadar
okursun, ama asıl iş diplomadan sonra başlar…
Ne
kendine ne başkasına –özellikle anne-babana- anlatabilirsin…
Nedeni
ortalıkta gezinir durur:
Yaşam,
hiçbir durakta bilgiyle doymaz;
İlle
de beceri ister…
∘∘∘
Sen
bile kendinden onu beklersin:
Karanlık
düşündüğün dönemlerde zorlanırsın zamanın içinden geçmekte.
“Umutsuz
yaşanmaz” gibi yavan budalalıklar ruhunu doyurmaz…
Kendine
daha iyisini söyleyecek becerilerin olmalı…
Büyülü
bir müziğin, tılsımlı bir şiirin ya da dünyanı değiştiren bir sporun içine
endorfin yığan sihirli dokunuşlarının rüzgarıyla hayatı başka merceklerden
görmeni sağlayacak beceriler…
Güçlü
müziği, şiiri sevebilmek bilgiyle olmaz; onları sevmeyi öğrenmek yıllarla damla
damla biriken gerçek becerilerdir…
Spor
yapmayı –seyretmeyi değil yalnızca- ayrılmaz parçanız haline getirmekten daha
büyük kaç beceri sayarsınız?
∘∘∘
Zamanda yolculuğunu sevinçlerini katlayan beceriler edinerek geçirmen gerekir…
Yanlış
hayatlardan paçanı sıyırman için.
Pişpirik
oynayarak emekli kahvelerinde donup kalmaktan korkuyorsan…
Zoraki
coşkular derlediğini -ve de bilgi topladığını- sanarak televizyon karşısında
heba etmek istemiyorsan yıllarını…
Tanrı’dan
yana yıkıla dilediğin zamanı nasıl harcayacağını yine O’na sormak zorunda kalmak
ürkütüyorsa…
Hayatın
kendi becerilerini yaratmak olduğu hep bir köşede durmalı aklında!
∘∘∘
Becerilerin
kadar varsın;
Hep
iki lâf edecek birilerini aramaya mahkum edersin kendini yoksa…
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder