12 Haziran 2017 Pazartesi

Hayat Bilgiyle Değil Beceriyle Döner



Beceriye döndürülemeyen bilgi yüktür.
Altında ezilir kalır topu başkalarına atarsın!
∘∘∘

Anlamak büyük beceridir; durduk yerde sevinç üretir…
∘∘∘

Diploma…
Konu çevresinde sarhoş dolaşan bir tutam bilgi…
Para ve zaman…
Dünyayı şaşı gören bakışlar…
Toplanır bir diploma eder!
∘∘∘

Bunları hayatın içinde beceriye dönüştürmek asıl görevdir…
O kadar okursun, ama asıl iş diplomadan sonra başlar…
Ne kendine ne başkasına –özellikle anne-babana- anlatabilirsin…
Nedeni ortalıkta gezinir durur:
Yaşam, hiçbir durakta bilgiyle doymaz;
İlle de beceri ister…
∘∘∘

Sen bile kendinden onu beklersin:
Karanlık düşündüğün dönemlerde zorlanırsın zamanın içinden geçmekte.
“Umutsuz yaşanmaz” gibi yavan budalalıklar ruhunu doyurmaz…
Kendine daha iyisini söyleyecek becerilerin olmalı…
Büyülü bir müziğin, tılsımlı bir şiirin ya da dünyanı değiştiren bir sporun içine endorfin yığan sihirli dokunuşlarının rüzgarıyla hayatı başka merceklerden görmeni sağlayacak beceriler…
Güçlü müziği, şiiri sevebilmek bilgiyle olmaz; onları sevmeyi öğrenmek yıllarla damla damla biriken gerçek becerilerdir…
Spor yapmayı –seyretmeyi değil yalnızca- ayrılmaz parçanız haline getirmekten daha büyük kaç beceri sayarsınız?
∘∘∘


Zamanda yolculuğunu sevinçlerini katlayan beceriler edinerek geçirmen gerekir…
Yanlış hayatlardan paçanı sıyırman için.
Pişpirik oynayarak emekli kahvelerinde donup kalmaktan korkuyorsan…
Zoraki coşkular derlediğini -ve de bilgi topladığını- sanarak televizyon karşısında heba etmek istemiyorsan yıllarını…
Tanrı’dan yana yıkıla dilediğin zamanı nasıl harcayacağını yine O’na sormak zorunda kalmak ürkütüyorsa…
Hayatın kendi becerilerini yaratmak olduğu hep bir köşede durmalı aklında!
∘∘∘

Becerilerin kadar varsın;
Hep iki lâf edecek birilerini aramaya mahkum edersin kendini yoksa…

∘∘∘



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder