Tuhaftır
insan…
Masal
anlatırsın inanmaz…
Gerçek
bir hikâye diye başlarsan can kulağıyla dinler!
Sanki
gerçek hikâyeler daha hakikiymiş,
Ana
gövdesi olumsallık olan hayat, kader toprağında boy atmazmış gibi…
∘∘∘
Adam
gâvur ellerinden emekli, gelmiş memleketine…
İnsanlara
can kulağıyla yanaşıyor kabul görmüyor, kendini matah bir şey sanıyor diye
arızalı bakıyorlar.
Altında
araba, bankada maaş ne oldum sanıyorsun?
∘∘∘
Gittiği
kafede, okuyor diye sitem ediyorlar:
Bu
yaştan sonra profesör olunur mu?
Damarlardaki
kan birbirine sataşmadan akmıyor…
Köpeğiyle
yaşıyor Adam;
Avrupa’da
bula bula bunu mu öğrendin, diyorlar…
∘∘∘
Her
akşam kafeye yalnız gelen bir Kadın var:
Zamanı
sırtında onun kadar zor taşıyanını göremezsiniz…
Yüzünü
kapıya vererek yalnız başına oturduğu masasından her girene çaresiz bir bakış
atar…
Gözler
birleşsin birkaç saniye zahmetsiz geçsin…
Her
akşam Adam’ın masasına bir bahane bulur gelir; birkaç lâfın belini kırıp herkes
gibi olmanın peşindedir…
Anlar
Adam Kadın’ı…
Göstermeden
sıkıntısını geçiştirmeye çalışır…
∘∘∘
O
akşam, köşe masalardan birinde üstüne titrediği kendinden epeyce küçük bir Genç
Kadın’la sohbete dalmış Adam…
Yalnızlığına
gönlünce bir panzehir bulmanın coşkusu buram buram hissediliyor.
Kadın
kapıda görünüyor; koca gövdesini bir o yana bir bu yana devirerek ilerliyor…
Adam’la
Genç Kadın’ın yuvalandığı kuytu köşeye…
Yanaşıp
soruyor Adam’a: “O’nunla bir şey konuşabilir miyim?”
Genç
Kadın’ı gösteriyor…
∘∘∘
Adamın
sen de nereden çıktın, diyen gözleri kısılmış; karşısında dikilen Kadın’ı
çözmeye çalışıyor.
Kadın
yanıt beklemeden lâfa giriyor:
“Hanım
Efendi, bizim çocuklardan …… sizi çok beğeniyor, niyeti ciddi, bildirmek
istedim… İlgilenirsen…”
Adam
donmuş, Genç Kadın sandalyesini çekiştirerek vakit kazanma derdinde…
“Defol
burdan, ne cüret bu! Çık git gözüm görmesin!”
Patlıyor
Adam…
∘∘∘
Ertesi
akşam yine Kadın’ın arayan gözlerinden kaçamadan kafeye girdim.
Adam
kuytu köşesinde yalnızdı.
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder