23 Haziran 2017 Cuma

Bayramlık Gerçek Hikâye




Tuhaftır insan…
Masal anlatırsın inanmaz…
Gerçek bir hikâye diye başlarsan can kulağıyla dinler!
Sanki gerçek hikâyeler daha hakikiymiş,
Ana gövdesi olumsallık olan hayat, kader toprağında boy atmazmış gibi…
∘∘∘

Adam gâvur ellerinden emekli, gelmiş memleketine…
İnsanlara can kulağıyla yanaşıyor kabul görmüyor, kendini matah bir şey sanıyor diye arızalı bakıyorlar.
Altında araba, bankada maaş ne oldum sanıyorsun?
∘∘∘

Gittiği kafede, okuyor diye sitem ediyorlar:
Bu yaştan sonra profesör olunur mu?
Damarlardaki kan birbirine sataşmadan akmıyor…
Köpeğiyle yaşıyor Adam;
Avrupa’da bula bula bunu mu öğrendin, diyorlar…
∘∘∘

Her akşam kafeye yalnız gelen bir Kadın var:
Zamanı sırtında onun kadar zor taşıyanını göremezsiniz…
Yüzünü kapıya vererek yalnız başına oturduğu masasından her girene çaresiz bir bakış atar…
Gözler birleşsin birkaç saniye zahmetsiz geçsin…
Her akşam Adam’ın masasına bir bahane bulur gelir; birkaç lâfın belini kırıp herkes gibi olmanın peşindedir…
Anlar Adam Kadın’ı…
Göstermeden sıkıntısını geçiştirmeye çalışır…
∘∘∘

O akşam, köşe masalardan birinde üstüne titrediği kendinden epeyce küçük bir Genç Kadın’la sohbete dalmış Adam…
Yalnızlığına gönlünce bir panzehir bulmanın coşkusu buram buram hissediliyor.
Kadın kapıda görünüyor; koca gövdesini bir o yana bir bu yana devirerek ilerliyor…
Adam’la Genç Kadın’ın yuvalandığı kuytu köşeye…
Yanaşıp soruyor Adam’a: “O’nunla bir şey konuşabilir miyim?”
Genç Kadın’ı gösteriyor…
∘∘∘

Adamın sen de nereden çıktın, diyen gözleri kısılmış; karşısında dikilen Kadın’ı çözmeye çalışıyor.
Kadın yanıt beklemeden lâfa giriyor:
“Hanım Efendi, bizim çocuklardan …… sizi çok beğeniyor, niyeti ciddi, bildirmek istedim… İlgilenirsen…”
Adam donmuş, Genç Kadın sandalyesini çekiştirerek vakit kazanma derdinde…
“Defol burdan, ne cüret bu! Çık git gözüm görmesin!”
Patlıyor Adam…
∘∘∘

Ertesi akşam yine Kadın’ın arayan gözlerinden kaçamadan kafeye girdim.
Adam kuytu köşesinde yalnızdı.

∘∘∘


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder