Bütün
soruların niçin yaşıyorum’a çıkar.
“Niçin
yaşıyorum?” ise “Nasıl canım sıkılmaz?” toprağında yetişmiştir.
∘∘∘
Hastalıkların
kutsalı varsa o can sıkıntısıdır.
Gezerken,
bakmak ve anlamaya çalışmakla hiçbir yakınlık kurmadan eğleniyorsan…
∘∘∘
On
iki ay yaşamayı başarmış dostlarının doğum günlerinde hediyeler açılırken
heyecandan yerinde duramıyorsan…
∘∘∘
En
sevdiklerin de olsa dostlarınla her gün aynı konuları çiklet gibi çiğnemekten
usanmıyorsan…
∘∘∘
Tavla
oynamaktan bıkmıyorsan; dama oynarken hep kalbin duracak gibi oluyorsa…
∘∘∘
İki
tek atmanın ardından şişenin dibini görüp yığılmadan duramıyorsan…
∘∘∘
Yakın
dostlarınla muhabbetinde, sizin dışınızdaki insanların ne kadar kaz kafalı
olduğu ima etmenin ne denli abuk olduğunu görmeden, orgazm oluyorsan…
∘∘∘
İnsanların
çıkarları için her şeyi yapabilecek tıynette yaratıklar olduğunu sürekli
anlatırken kendinin de o türün muhterem bir üyesi olduğunu unutuyorsan…
∘∘∘
On
yıllardır pazartesileri işe giderken ruhun bedeninden çıkacak raddeye geldiği
halde, evde canım sıkılır, diye çalışmayı sürdürüyorsan ve de bunun cehennem
yerine alıştığın cehennemi seçmek olduğunu görmüyorsan…
∘∘∘
Televizyon
dizilerinin önünde ruhun kıvranırken bunu dizilerin kötülüğüne yoruyorsan…
∘∘∘
Evlendirme
programları önünde dünyanı unutuyorsan…
∘∘∘
Aynı
şeyleri söyleyip aynı şeyleri yaparak, aynı dostlara gerçek olmadığını bile
bile “seni gördüm daha iyi oldum!” demedeki çaresizliği ve Tanrı’nın sana tanıdığı
önceliğe ihaneti görmüyorsan…
∘∘∘
Sana
hastalıkların kutsalı can sıkıntılarından diliyorum…
Sorun varsa yeterince canının sıkılmamasında…
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder