Tartışmanın
sefaleti konuşmadan gelir.
Konuşmanınki
ise dilin yanlış kullanılmasından…
∘∘∘
Düşüncenin
önünü açmak için evrilmiştir dil…
Konuşma,
dilin kısa devre yapmasıdır.
Dili, düşüncede rahat kullanamayınca var gücünü tartışarak konuşmaya verirsin.
∘∘∘
Konuşma
kısa devresini önleyebildiği kadar uygarsındır…
Dili
düşüncede kullanmak yerine daha çok konuşmada ve tartışmada kullanan toplumlar şiddet
demler ve yayarlar…
Tartışmanın
bir adım ötesi şiddettir.
Ortadoğu’da
durmayan kanın altında konuşma yatar…
Düşünmeye
engeller koyan konuşma…
∘∘∘
Sivil
toplumun büyük kuramcısı Popper (ö. 1994) tartışmayı yere göre sığdıramaz:
Hiçbir
şey olmamış gibi durur ama aslında taraflar birer adım ilerlemiştir tartışma
sonunda, der Popper…
Oysa
olan tam tersidir; taraflar birkaç adım daha geriye gidip mevzilerini tahkim
ederler!
Birer
duvar daha örülür karşılıklı kalelere!
∘∘∘
Soruya
cevap olarak yapılan konuşmada herkes öğrenir…
Hem
konuşan hem dinleyen…
Ya
da yazarsın, beğenen okur…
Anlamak
için okuyan, kendi manasını söker çıkarır yazıdan…
Sorulmadan
konuşan veya eğlendirmek için tartışan, hiçbir yere gitmeyen teknelerde çeker
küreğini.
∘∘∘
Bakmayın
dediklerine; kendi de hiç tartışmaya girmez, kafasındaki soruyu sorulmuş
varsayar, kimseyi dinlemez, bildiği gibi
anlatırdı, Popper…
Çünkü
söyledikleri doğru değildi…
Doğru olan yaptığıydı!
∘∘∘
Dili
ne yapacağını bilmeyen insan, konuşur…
Konuşmayı
ne yapağını bilmeyen ise tartışır…
Ruhu
zehirler tartışma;
İlkeldir,
barbarcadır; boğa güreşine benzer…
Ne
öğrenmek ne öğretmek için yapılır…
Döver,
yener, kan akıtarak eğlendirir…
∘∘∘
Cem
Yılmaz’dan başka sormadan konuşan ve yılmayan kişi zor bulunur…
O da
bilgi değil neşe yaydığından rahattır;
Kahkaha
değişmeni gerektirmez…
Güler
geçer aynı yaşamını neşeyle sürdürürsün!
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder