11 Haziran 2017 Pazar

Tartışmanın Sefaleti




Tartışmanın sefaleti konuşmadan gelir.
Konuşmanınki ise dilin yanlış kullanılmasından…
∘∘∘

Düşüncenin önünü açmak için evrilmiştir dil…
Konuşma, dilin kısa devre yapmasıdır.
Dili, düşüncede rahat kullanamayınca var gücünü tartışarak konuşmaya verirsin.
∘∘∘

Konuşma kısa devresini önleyebildiği kadar uygarsındır…
Dili düşüncede kullanmak yerine daha çok konuşmada ve tartışmada kullanan toplumlar şiddet demler ve yayarlar…
Tartışmanın bir adım ötesi şiddettir.
Ortadoğu’da durmayan kanın altında konuşma yatar…
Düşünmeye engeller koyan konuşma…
∘∘∘

Sivil toplumun büyük kuramcısı Popper (ö. 1994) tartışmayı yere göre sığdıramaz:
Hiçbir şey olmamış gibi durur ama aslında taraflar birer adım ilerlemiştir tartışma sonunda, der Popper…
Oysa olan tam tersidir; taraflar birkaç adım daha geriye gidip mevzilerini tahkim ederler!
Birer duvar daha örülür karşılıklı kalelere!
∘∘∘

Soruya cevap olarak yapılan konuşmada herkes öğrenir…
Hem konuşan hem dinleyen…
Ya da yazarsın, beğenen okur…
Anlamak için okuyan, kendi manasını söker çıkarır yazıdan…
Sorulmadan konuşan veya eğlendirmek için tartışan, hiçbir yere gitmeyen teknelerde çeker küreğini.
∘∘∘

Bakmayın dediklerine; kendi de hiç tartışmaya girmez, kafasındaki soruyu sorulmuş varsayar,  kimseyi dinlemez, bildiği gibi anlatırdı, Popper…
Çünkü söyledikleri doğru değildi…
Doğru olan yaptığıydı!
∘∘∘

Dili ne yapacağını bilmeyen insan, konuşur…
Konuşmayı ne yapağını bilmeyen ise tartışır…
Ruhu zehirler tartışma;
İlkeldir, barbarcadır; boğa güreşine benzer…
Ne öğrenmek ne öğretmek için yapılır…
Döver, yener,  kan akıtarak eğlendirir…
∘∘∘

Cem Yılmaz’dan başka sormadan konuşan ve yılmayan kişi zor bulunur…
O da bilgi değil neşe yaydığından rahattır;
Kahkaha değişmeni gerektirmez…
Güler geçer aynı yaşamını neşeyle sürdürürsün!

∘∘∘


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder