Sevinçtir
hayat…
Sürekli
kendini arar…
∘∘∘
Gözünü
açar bakarsın ki dünya denilen tuhaf bir yerdesin…
“Bu
ne!” çığlığı yükselir içinden…
Başlarsın
deliler gibi dönerek kendini aramaya…
Ne
oluyor, diye yollara düşmeye…
Bu
yolculuğun adıdır hayat.
∘∘∘
Yolda
başına gelmedik kalmamıştır:
İki
büyük kapana düşmüşsündür, kıvranır da kıvranırsın…
Çıkmak
ister çıkamaz, elini çeker kolunu kaptırırsın;
Kolunu
alır paçanı verirsin…
Sabahı
edemediğin bir kâbus...
∘∘∘
Garip
olan ikiz kapanı kuranın hayatın kendisi olmasıdır:
Parayı
ve gücü hayat icat etmiştir…
İcat
etmiş te ne olmuştur?
Hayatı,
para ve güç sanmıştır…
Hâlbuki
hayat sevinçtir, sevinç kalmayı sürdürecektir ve hep sevinç olarak kalacaktır…
∘∘∘
Hep
kendini –sevinç’ini- arar…
Bunu
unutanlar için gelir bayram…
∘∘∘
Sağlık
ve acısızlık, sevinç’in öyle küçücük bir bileşenidir ki…
Dikkatli
bak;
Sevinç’in
kanatlarında bulutlarda dolaşan, “kimbilir ne acı çekiyordur” diye düşündüğün
nice insan var…
Şaşar
kalırsın…
Sağlık
ve acısızlık gerek bile değildir sevinç duymak için…
Sevinç
hayattır;
Hayat
sevinç yolculuğu…
Ayaklarınla
başladığın zihninle sürdürdüğün bir tuhaf yürüyüş…
∘∘∘
Bayram bir yol ayrımı; para ve güçten çıkıp
sevinç’e saptığın…
Yanlış
hayattır para ve güç…
Sevinç
ise hayat…
Sevinç’e
rastladığın bir bayram olsun yarın…
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder