Benim gözüm kesmiyor…
Kabul ediyorum, bunun bir nedeni
60’ların verdiği rehavet…
Hepsi bu mu?
Değil!
∘∘∘
16’ları hatırlamaya çalışın…
Yeni uyanan seks başınızı
döndürmüş!
Sizin için dünyanın tüm meydan
okumaları üst üste yığılmış karşı cinsi etkilemek olmuş çıkmış…
Tek sınama ölçütünüz var: Karşı
cinsi etkileyen güzeldir, doğrudur, iyidir…
Hayat, kurgusunda güzeli, doğruyu, iyiyi kafaya
takmaz…
Onun derdi varsa da yoksa da ayakta
kalmaktır...
Yaşamı sürdürmeden gayrısını
umursamaz…
Güzeli, doğruyu, iyiyi umursayacak olan insan türünün ‘uygarlık’ dediği şeydir!
Yaşamın canlılar için kurduğu
bundan daha büyük bir tuzak düşünebiliyor musunuz?
∘∘∘
Dahası da var…
16 yaşın başında seks kadar büyük
bir bela daha var:
Başarı!
Sürekli başarıyı
arayacaksınız!
Sapkın kapitalizm sürekli bunu
pompalar…
Aileniz, mahalleniz, okulunuz,
arkadaşlarınız ve siz bunu istersiniz…
Yaşam labirentinde gözünüzü
bağlamaktır bu!
∘∘∘
Çok para kazanmaktır başarı…
Hayatın bu kadar acılı ve de
zehirli tanımını mumla arasanız bulamazsınız!
Yaşam “doğru hayat”ın arandığı sıradan bir sahnedir…
Perde açılır, perde kapanır…
Fazla abartmayın…
Doğru hayat, kimseyi geçmeye
çalışmadan, ne için yaratılmışsanız ona yaklaşmaya çalışmaktır…
Ne kadar yaklaşırsanız o kadar
yüzünüz güler…
∘∘∘
Kendinizle barışmak zorunda
değilsiniz…
Belki de barışmasanız daha iyi…
Siz siz olun yetiyor…
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder