28 Ağustos 2016 Pazar

O Düşünceye Hayat Veren Senin Arzularındı





Bu söz bir oyundan, hasta kral uykusunda kendisini öldü sanıp tacını kafasına geçiren oğluna söylüyor…

Veliaht prense…

Yazan bir şair[1]
∘∘∘


Arzu ettiğimiz için mi davranıyoruz, ardından davranışımızı doğrulamak istiyoruz?

Ki akıl –yürütme- arzunun kölesi rolünde arkadan geliyor…

Yoksa düşünüp doğru bulduğumuz biçimde mi davranıyoruz; arzularımızı aklımıza uyduruyoruz?
∘∘∘


Duyguları hesabın dışında tutmaya özen gösteren: ‘aydınlanma’…

Bunun yanlışını apaçık ortaya döken ise günümüzün sinirbilimi –neuroscience…

Artık biliyoruz: akıl, düşünce, dediğimiz şey ‘duygularla’ ‘akıl yürütmenin’ ayrılmaz bir yumağı.

İnsanın zayıflıklarını, trajedilerini, felsefeden –düşünceden- arındırmaya çalışan filozoflar onu –felsefeyi- “geleceksiz bir meslek’e” döndürüyor…
∘∘∘


Arzu ettiklerin sensin…

Soru, istediklerinin hayatın tartışılmaz değerleriyle nereye kadar örtüştüğü…

Duygusal haritanı adım adım inşa ediyorsun, hayatın süresince…

Sana yön veren, arzularını şekillendiren duygulanım alanlarını…
∘∘∘


İnsan çürüyorsa kokusunu haritanda ilk sen duyarsın…

İnsan çürüyorsa insanlığın çürüyor olmasındandır…

İnsanlık çürüyorsa bilgi çürüyordur…

Bilgi çürüyorsa akıl çürüyecektir…

Akıl bilgiyle çalışan ancak “hisseden bir makinadır”…

Düşünmeyi de becerebilir…
∘∘∘


İnsanlık çürüyorsa, çürümeye sürükleyen arzuları sindirecek yeni duygular –arzular- arıyoruz demektir…

Belki de yanlış olan yüz yıllardır “hümanizm” diye bellediğimiz…

İnsanı sevelim derken öldürmeye başladık…

Hayatı arzulamak esas olan, tüm canlılar için…

Doğru hayatı…
∘∘∘



[1] Shakespeare (ö.1616), Kral IV. Henry

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder