26 Ağustos 2016 Cuma

Gerçek Hayatlar Film Olsaydı Kimse Seyretmezdi






Bunun iki nedeni var:

Bir, genel olarak yaşamlar yaşanmaya değmeyecek kadar sıkıcı ve acılı…

Yalnız kederli olsa belki iş kolaydı…

Bir de monoton ve sıkıcı…

Yaşarken can tüketen bir hayatın filmini kim seyreder?
∘∘∘


Film çekmenin ustalığı, gündelik hayatın monotonluğunun filme sinmesinin önüne geçmektir…

Soru şu:

Böylesine boş bir yaşamın içinde olanlar farkında değil mi?

Bal gibi farkında, hem de herkes!

Yalan dünya…

Kime kalmış ki sana kalsın?

Bunları kim söylüyor?

Hepimiz!
                                                                     ∘∘∘            


Biliyorsun beyhude olduğunu…

Vazgeçmiyorsun!

Kimsenin seyretmediği filmi yaşıyorsun…

Çünkü “ümit hastalığı” çekiyoruz!

Bekliyoruz…

Günün birinde gelecek, diyoruz beklediğimiz…

Kalabalıklara yemenin tadı, seksin keyfi, başkasını çekiştirmenin eğlencesi yetiyor beklerken…
∘∘∘


İki, bunları söyleyenleri çoğunluk sevmiyor…

Filmleri seyretmiyor…

Kitapları okumuyor…

Çünkü gündelik hayatlar düşüneni cezalandırıyor!

Üstelik düşünmek uzun hazırlık, yeterli deneyim istiyor…

Bulamıyorsun!

Senden, belletileni gözü kapalı yapman bekleniyor…

Karşılığında ayakta kalıyorsun…

Olabildiğince yiyor, yapabildiğince sekse razı oluyor, insanları çekiştirerek vakit öldürüyorsun:

Bunu gördüğün için ‘yalan dünya!’ diyorsun…
∘∘∘







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder