27 Ağustos 2016 Cumartesi

Çömelerek Dinlenen Türkler ve Duvarda Tüfeği Asılı Amerikalı






2000 yılında Türkmenistan’a gittim, hem bir arkadaşımı görecek hem bölgeyi tanıyacaktım…

Şirketinde Türkler ve Ruslar birlikte çalışıyordu…

Öğle tatili oldu mu Ruslar sesiz bir gölgeye sığınıyor ve ellerindeki kitapların dünyasında kayboluyordu…

Türkler, yolun kenarına çömeliyor, geçen arabaları seyrederek sohbet ediyordu…

Benzerlerini Türkiye’de görmüştüm, çömelerek kollarını dizlerine yaslayıp muhabbet edenlerin…

Memleketim olan küçük Karadeniz kasabasının köylerinde…
∘∘∘


Hep merak etmişimdir, trafik gürültüsünün doğrudan yatak odasından geçtiği yol kenarına dizilmiş apartman dairelerinin neden revaçta olduğunu…

Küçük kasabamızda, neden evlerin yol kenarında bahçelerin arkada olduğunu…

Cevabını çömelerek yolu seyredenler veriyordu…
∘∘∘


80’lerde Amerika’da yaşayan bir sınıf arkadaşımın yanına uğradım.

Kaldığı evin sahibi Amerikalı, bir -inşaat-  işçi emeklisiydi…  

Bizi yemeğe davet ettiler…

Gittik…

Elimde Beethoven’in (ö. 1827) piyano sonatları, alışverişten dönüyorduk…

Adam şaşırdı:  

“Siz…” dedi şaşkın şakın,"Türkler… Beethoven mi dinliyorsunuz? Ben kiracımı tanımamış olsam Türkleri Porto Rikolularla bir tutup vururdum!”

Afallamıştım… Kiracım, dediği arkadaşımdı; vururdum, sözcüğüne abanırken duvarda asılı tüfeğini gösteriyordu…

Birden kalktı ve çıktı…

Üzülmemiz mi, sevinmemiz mi gerekiyordu, bilemedik…

Sesizliği karı-koca içeri girmeleri bozdu… Ellerinde bir sürü taş plak vardı…

“Madem seviyorsunuz bunlar size uygun…” diyerek plakları bana uzattı adam, “bizler anlamıyoruz…”

Gece boyunca bizi yere göğe koyamadılar…
∘∘∘


Türk filmlerini anımsıyorum…

Eğitimli oğlanla kız lokantaya geliyor, yanlarında balıkçı bilge!

Radyoda keman sesi duyuluyor, klasik Batı müziği…

“Kapa şunu be abi çal bir çifte telli neşemizi bulalım!” diye sesleniyor balıkçı…

∘∘∘



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder