30 Ağustos 2016 Salı

Dostunuz Var mı






Arkadaşla dostun farkını berraklaştırmayan dostunu tanıyamaz…

Her tanıdığını dost sanır…

Ya da sıkça görüştükleri dost, kalanlar arkadaştır…
∘∘∘


Çoklukla kendisiyle barışık olanın bol bol arkadaşı olur, hepsiyle dost olduğunu kabul eder…

Kimi görse diğerinin yakın dostu olduğunu söyler…

Gururludur!

“Kendinizle barışıksanız” her tanıdığınızı dost bilir, sosyal biri olmakla gururlanır, “hayat adamıyım ben!” diye havalanır, dostlarınızın bolluğundan güç kazandığınızı sanırsınız, diyorum…

Zannettikleriniz bir yere kadar geçerlidir; ama, yalnızca denizler sütlimanken…

İlk fırtınada dost dediklerinizin sıradan tanıdıklar olduğunu keşfeder, hayal kırıklıklarının alaca karanlığında şaşkın ördeğe dönersiniz…
∘∘∘


Bana öyle geliyor ki dostu tanımak için kendinizle savaş halinde olmak gerekiyor…

Zamanla kavgalı olmak, bir türlü uzlaşamamak…

Kendisiyle barışık olan zamanla barışıktır…

Adaletsizlikle, ikiyüzlülükle, acımasızlıkla uzlaşmıştır…

Bu zehirli anlayışlılıkta ne baş döndürücü uğraşlar ne de onların sonucu edineceğiniz dostluklar filizlenir!
∘∘∘


Dost, içinde zamanı unuttuğunuz uğraşınızı paylaştığınız kimsedir…

Zamanla kol kola girmiş, kendisiyle barışık sosyal kişiler ‘dost’un anlamını yaşamak yerine, ‘dostsuzluğun’ hüsranına yakındırlar…

Kendinizle barışık değilseniz, zamana uyup sorunun siz olduğunuzu  zannetmeyin…

Dua edin…

Zamanı unutacağınız uğraşlara diğerlerinden çok daha yakınsınız!

Allah korusun, acıyla kurgulanmış zamanlarla uzlaşmış olabilirdiniz!

Kendinizi kaybedeceğiniz uğraşlar, dosta giden güvenilir sokaklardır…

∘∘∘




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder