Sormadan
duramaz insan;
Düşünmeye
başladığından bu yana böyledir…
∘∘∘
Sora
sora dünyayı neresinden tutacağını keşfetmiştir:
Gerçek
bilimlerin –fizik, kimya, biyoloji…- hükümlerini benimsemeyen bir karşı ses
duymazsın günümüzde…
∘∘∘
Fizik,
hayata boş vermiş; gözünü yalnızca dünyaya dikmiştir…
Hayatın
Metafizik’e terk edilmesi böyle olmuştur.
İnsan,
bilimin doğayı çözüp hayat’ı anlamamıza destek vermesini beklemez…
Sürekli
sorar:
Nasıl
bir hayat sürmeliyim?
Kendi
kendimin bilgisini nasıl bulurum?
Fizik
aldırmayınca, metafizik yanıtlar…
∘∘∘
Hayat
oyunu, metafizik’in sahasında oynanmaya başlamıştır…
Hâlâ
orada oynanmaktadır…
∘∘∘
Dünya
fiziktir:
Dünyayı
tanıma oyunu fizikle oynanır…
Kurallar
bellidir fizikte.
Sonuçlar
zorunludur!
∘∘∘
Hayat
metafiziktir:
Hayatı
tanıma oyunu metafizikle oynanır…
Kuralları
yok metafizik’in…
Aklına
geleni söyle, yara bere almazsın!
Metafizik
olumsaldır –dedikleri olur da olmaz da-, zorunlu değildir…
Bunu
bile bile, riskleri göre göre oynamak zorundasın yaşam oyununu.
Beklemez
hayat!
Riskse
risk; uçurumsa uçurum…
Elinde
ne var:
Geçmiş
yaşamın –istatistiklerin-, “gökyüzündeki yıldızlar gibi içinde gezinen iyilik”,
öğrendiğin klişe bilgilerin ve deneyimin…
∘∘∘
Kendi
hikâyeni kendin yazacak, kendi bilgini kendin bulacaksın…
Hiçbir
romanın seni yazmadığını öğrendiğin gün, olumsallığın şimşeği çakacak gözünde!
Uzmanlara
git tabii ki; ama unutma, hayal kırıklığına hiçbirini ortak edemezsin…
Bireysel
geçmişinin olumsallıklarını alıkoyup ruhunun rahat edeceği bir benlik yaratırsan
rahat edeceğin rolünü bulacaksın…
Pusulan:
duyguların, sezgin, hislerindir; bilim’e henüz pek bel bağlamamalısın!
Dilin,
şiirin dili: imgeler, metaforlar, duygulanımların…
Ya
zamanı unutur, ya da hüzne boğulursun…
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder